Araladığımızda gökyüzünü
Titrek kavak ağaçlarıydı yaşamı fısıldayan
Cılız patikasında devasa umudun
Çoğalan söyleşilerin içine akarken
Yakarışlar örterdi üstünü çaresizliğin
Bilirdik ki uzun bir kış gecesi artık her şey
Taşların birbirine tutunduğu duvarlara toplanırken gölgeler
Kendimizi toplardık duvarlardan
Sonu çizilmemiş yazgılardan geçerek ulaşırdık bedensizliğe
Toprak, hiç dokunulmamış gibiydi koynumuzda,
Sonsuz olanda...
Tarif ederdik gülüşümüzden kopanı
Dokunurdu bedensizliğimize
Çocuktuk, ellerimizi tutmasak bilemezdik
Issızlık bölünürdü yarının hiç ölmediği bir yerde
Hissederdik sıcaklığını olmayanın
Serpişirdi parıltılar bir solukta
Uzağa takılı kalınca gölgeler