Oynak sokaklardan geçiyordu sabahlarım
Dışarıda ıslatılmış sonbahar demleniyordu
Akdeniz'de boğulurken bir ulus
Karadakilere mektup değil, makbuz
Yazıyordu hayat can havliyle
Kalbimizi kim çiğniyordu her gün
Ciğerimizi kim yiyordu Prometheus'tan kalan
Varoluşun sürprizli kurabiyeleri olsun
Öyle tatlı, öyle özleme banmış
Bekliyorduk gelmesini mis kokulu hayatın
Yağmur yağsa daha iyi olurdu her şey.
Bağbozumu zamandan kalan
Nar elimdeydi
Acelem yoktu, gidecek yerim
Şimdi, her günün Şimdi'siydi
Yağmurun itiraf ettiği şeyi
Dinlemeyi seviyordum en çok
Nasıl olduysa, görmüştüm!
Bir pencere açılmıştı içimde
Gün ışığı, ay ışığına kavuşurken
İşte o eşikte
Gördüğüme göre düşlemişim
Var olmayandan damıtılmış
Servet bu dedim.