Şiir, kötülüklerin belâsıdır. Kötüler şiiri sevmez, uygarlık tarihi
boyunca otoriteyi temsil edenler kitleleri şiirden uzak tutmaya
çabaladılar. Bu nedenle şairlerle egemen güçler hiç bir zaman
anlaşamadılar (Yesenin, Mayakovsky, Yevtuşenko vd). Boyun eğmeyen şairler
lanetlendiler, kurşuna dizildiler (Lorca), darağacında asıldılar (Pir
Sultan), sürgünlere gönderildiler, hapislerde çürütüldüler (A. Arif, R.
Ilgaz, Nazım vd).
Eğer bugün ülkemizde okur kitlesinin ezici çoğunluğu şiire sırtını
dönüyor, "anlamadığını" söylüyorsa, otoritenin çizdiği sınırların dışına
çıkamayan zihinlere sahip oluşlarından dolayıdır. Egemen güçler şiiri bu
denli "sakıncalı" görmeseydi eğer, okur kitlesi ve yayıncılar şairlere
karşı bu kadar hoyrat ve nankör olabilirler miydi? Medya dört bir koldan
“Roman okuyun, roman okuyun” diyor ama reklamları yapılan, övgüler
dizilen, tavsiye edilenler edebiyattan başka her şeye benzemekteler.
Örneğin, sinema ve tiyatro çevresi her sıkıntıya düştükleri anda devleti
sanata sahip çıkmaya çağırır. Pekâla, "Devlet edebiyata sahip çıksın,
ödüller-ödenekler dağıtsın, sponsorluk yapsın, kalem erbaplarını maaşa
bağlasın, yayın evlerini sübvanse etsin, faizsiz krediler versin"
diyebilir miyiz? Eğer bunlar söylenirse aynı çevre tarafından yuhalanmaz
mı şairler, yazarlar?
Bir halkın dilini, onurunu, kavgasını yüklenen şiirdir. Bugün Türkçe
varsa Yunus Emre ile başlayan bir geleneğe, bir soy ağacına borçluyuz.
Bunlara kafa yormayanlar, hiç bir şeye kafa yormasınlar gayrı,
futbolla/magazinle ilgilensinler.
Malum bir de "Türkü seviciler" var, "Türkülerimize sahip çıkalım" diyen,
fakat müziği eğlence olarak görenler, şiir sanatı olmazsa türkülerin de
olamayacağına akıl erdiremeyenler. Bunlar da şiiri sevdiğini söyleyen
-ama çerez olarak gören- tahammül ötesi kimseler olup, tam da otoritenin
istediği modelde insanlardır.
Eğitim sistemi, akademik çevre, yayın ve kültür politikaları, medya
sektörü, hatta sanat ve edebiyat dünyası dahi şiirin düşmanıdır bu
ülkede. O halde, güçlünün elinde oyuncak olmayan, manupüle edilemeyen tek
alan şiirdir. Ancak onurluların halkın onurunu koruyacağının ispatıdır
bu. Bu minvalde herkes kendini gözden geçirmeli diyorum.
Tüm ideolojik aygıtları; medyayı, hukuku, siyaseti, sosyolojiyi,
psikolojiyi, felsefeyi, tarihi, dil bilimi, mühendislik dallarını,
iletişim kanallarını yanına almasına rağmen, egemenlerin yalnızca şiire
gücü yetmiyor. Şiir, cüceler ülkesinde Gulliver'dir.