Ayakları hep birden,
çiçeklerle çevrili
bir aşk sunağının başında
halay çekerken
yumuşak çimenleri ezen
incecik ayaklar gibi
Giritli kızların
(...)
44
Hiç uyarmadan
Kasırga nasıl sökerse
meşeleri kökünden
öyle sarsıyor yüreğimi aşk
(...)
57
Bak, diyeceksin
Döndüm işte
bir zamanlar
bırakıp gittiğim
o yumuşak kollara
(...)
60
Belki de unutursun sen
Ama bil ki
gelecek günlerde
bir takım insanlar
anacaklar bizi
61
İşliyor içime acı
damla
damla
(...)
70
Tatlı dostlarım benim
Nasıl değişebilirim
bu kadar güzel olan
sizlere karşı?
71
Yalvarırım
Bir dost gibi bak yüzüme
gözlerinin yalın güzelliğini
esirgeme benden
(...)
77
Ne garip!
En iyi davrandıklarım
bugün en çok incitenler beni
(...)
82
Zengin de olsan
Unutulup gideceksin ölünce
Pieria güllerinden
bir şey düşmemiş payına.
Burada siliksin ya
daha da silik
dolaşıp duracaksın
cehennemde
tanınmayan ölüler arasında
(...)
84
Yalınayak dolaşma
kıyıdaki çakıllarda
o kadar nazlıysan
85
Yaşadıkça anlıyoruz :
Hiç de zararsız
değil zenginlik
Erdemsiz olunca
(...)
87
Şu kadarını biliyoruz.
Ölüm kötü bir şey;
bak, işte tanrılardan belli;
iyi bir şey olsaydı ölüm,
önce tanrılar ölmez miydi?
(...)
95
Yorulduklarında
Kalın, koyu uykusunu
yağdırdı gece
göz kapaklarına
(...)
98
Esin Perilerine
Borçluyum bu onuru :
bana ustalıklarını öğrettiler.
99
Söylemem gerekir mi, Kleis,
Yas tutmak yaraşmaz
bir ozanın evinde!
Bizim evimizde de
doğru değil yas tutmak!
100
Yakındığım yok
Bir düş değildi
Esin Perilerinin
Bana bağışladıkları zenginlik:
ben ölsem de
adım hiç unutulmayacak
[ Çeviri : Cevat Çapan
]
Sappho’nun Bin Kulaklı Geceye Anlattıkları
(**)
(...)
MÖ 610-580 yılları arasında yaşadığı sanılan Sappho’nun hayatı hakkında
kesin bilgilere sahip değiliz. Ancak Sappho’yla ilgili çeşitli
söylentilere bakılırsa, bu ufak tefek esmer kadın Andros Adası’ndan
Kerkolas adlı zengin bir tüccarla evlenmiş. Kleis adlı bir kızı olmuş.
Önemli bir aileden geldiği ve siyasal etkinliği olan bu ailenin
Mirsilos ve Pittakos adlı tiranlar zamanında Pirha ve Siracusa’ya
sürgüne gönderildiği biliniyor. Daha inanılır söylentilere göre de
Sappho, Lesbos’ta bir kız okulunun yöneticiliğini yapmış ve bu okulda
aşk tanrıçası Aphrodite inancının ilkelerini ve kurallarını evlenme
çağına gelen kızlara öğretmiş.
Şiirlerinde hep kişisel temaları işleyen Sappho’nun öğrencilerinden
esinlendiği, onlar için düğün türküleri yazdığı gibi, kendisini
unutanlara sitem eden şiirler yazdığı da biliniyor. Bu arada kendisi
gibi şiir yazan ya da kız öğrenci gruplarına önderlik eden rakiplerine
karşı yergi şiirleri de yazmıştır.
Genç kızlar için yazdığı şiirlerde sevecenlikten cinsel tutkuya kadar
değişik duyguları dile getiren Sappho özellikle bu ikinci tür temalar
yüzünden Hıristiyanlığın yayıldığı dönemlerde ahlâka aykırı bir şair
sayılmış ve şiirleri yasaklanmıştır. Oysa yaşadığı dönemde ve daha
sonraki dördüncü ve üçüncü yüzyıllarda eski Yunan kültürünün yaygın
olduğu yerlerde ona büyük hayranlık duyanlar Sappho’yu “onuncu esin
perisi” olarak adlandırmışlardır.
MÖ III. ve II. yüzyıllarda İskenderiyeli bilginler onun bilinen bütün
şiirlerini dokuz lirik bir de ağıt kitabında bir araya getirmişler. Ama
zaman içinde, özellikle de Hıristiyan kilisesinin bu şiirlerdeki
erotik öğeleri onaylamaması yüzünden, Sappho’nun şiirleri korunamamış,
ancak başka yazarların onun şiirlerinden yaptıkları alıntı parçaları
kalmıştır. 1898’den sonra bulunan papirüs yazmalarındaki şiirlerle
elimizdeki şiirlerin sayısı daha da arttı. Ne var ki Sappho’nun 28
dizelik “Aphro dite’ye Yakarış” şiiri dışında eksiksiz hiçbir şiiri
günümüze ulaşmış değil. Buna karşın kalan eksik dizeler bile onun
yaratıcı gücü konusunda klasik filologlara yeterince kaynaklık etmiş.
Catullus gibi büyük şairler onu örnek alarak unutulmaz şiirler
yazmışlar.
(...)
“Sappho dörtlüğü” adı verilen onun bu kendine özgü şiir biçimi 11
heceli 3 dize ile 5 heceli 1 dizeden oluşur. Daha sonra Latin şairi
Catullus da bu kalıbı kullanmıştır.
[Yukarıdaki] Şiir çevirileri çeşitli dillerdeki baskılar gözden
geçirildikten sonra Mary Barnard adlı aynı zamanda klasik filolog olan
bu şairin kitabından Türkçeye aktarıldı. Bu çalışma sırasında konunun
uzmanlarından Azra Erhat’ın bilgisinden de yararlanıldı. Sappho’nun
şiirlerini İtalyancaya çeviren Salvatore Quasimodo kişisel yaşantıyı
yalın bir dille anlatan bu şiirleri gizli duyguları açıklayan birer
mektuba benzetmiştir. Bu mektuplarda dile getirilen duygular onun
adının neden hiç unutulmayacağının en inandırıcı kanıtlarıdır.
Cevat Çapan
Şiirleri ve Hayatı Hakkında Kaynakça
(*)
Sappho - Şiirler - / Cevat Çapan / Alaz Yayıncılık, 1984
(**)
Sappho - Nedir Gene Deli Gönlünü Çelen / Cevat Çapan / Can
Yayınları, 2008