senin suskunluğun hep geceye yazılır
ıslığında içindeki ağıtı büyüten bir kadın
kar taneleri çiziyordun yaşanmamış hayatlara her şeyden önce
bir de şiirler okuyordun gönlümün duru sularına
bizi çıkmazlara salan sancı insanlık sancısı
kaldık eski bir hikayenin buruk mekanında
onca değişim içinde hiç değişmeden
bu yalnızlık bize ait bu çocuksuluk
ağaçlar ve dalgalar büyütürdük içimizin telaşında
kırların yamacında göğe karışma vakti
gözlerimde büyü vardı dilimde şiir kokusu
kalbimin kalbime sığmadığı günlerde
yere yakın bir gökyüzü rüzgârın dokunma duygusundan uzakta
çam serinliği soluyordu sırlı taşlar biraz güçlükle
bir akşamdan ötekine