ŞİİR

Berivan Kaya   







amargi


birazdan çiçeklenecek
         yürüyecek şehrin dağdağana
taşmış emeğin güzelliği kamaşıp
üstünde


             şiirdir karşılaşmalar
             biz’i istediğimiz
             anda
...


I

şehrin bilenleri kim
kızıl gezgeni bekleyen ufkun kamburundaki
her biri diri homurdanan dimdik
balçığa kök salmış sazlıklar gibi

büyük kalabalık godotuyla sarılı
tostoparlak ziftin solunda
kendi uğultusunda incinip
tüm çıkışlarında var tabii şehir
kontrollü geçişte bir Yılkı gönlünce...
tepe gözler...
             tepe gözler...
                    ve kesintisiz esrik dehşet
bariyere teğet soluğumuz varız biz de
çiçeklerimizle...


II

beşiktaş’ta harlayan bir kırmızı ışık
göze göz bir yadsıma bizimkisi
denizin mavi mi uzağında bilmem
sana bağlı
iskele sancak çatışmalı onlar bize bağlı
pruva karasızdı martılara
üstlendim ben köpüren dalgayı
elbisemden çiçekler de beraber

birdenbire bir erkek durulur yanımda
öğüdünü verir
vazgeçmem (söz dinlerim) ortodoksiden

seçtirsem kendimi
tören yerindeymişim
bağır dur kulağıma bağır dur hala sen misin olası
etimi sakınıyorum son çiçeğine kadar koparabilir!
frida bıyıklarımı uzatıp neşeyle bir kravat bağlıyor
devrimi voltaya çekiyorum ben de
onun ezberinden
başlarımızı ayaz
ayrı ayrı geceye...
rüyalar sıcak birbirinde...

meydanda yaratmazken beni uğultu
besliyorlar dondukları milimi
doruğa doğru coşmaz her kuş ünlemeler bana ait
bu iyi bir tılsım mı
bu bir tılsım mı herkesin diri ve dik teslim olduğu...
sesim gökten inse
bir sevinç ki, hem ölümleri toplu


III

koparttım şiirliğimden attım denize
kan...
ve doğrulayıcı...
mavi ahtapot kendine yazıklanıyor
suya musallat çimento pozunu
kollarını saran
sevisi sanıyor...
sürüklenirse bitik bir titreşimle rıhtıma veya
avlayabilirlerse onu basit bir çapariyle
elden taşa
çarpa çarpa
görevdenmiş sanki kalbin ve elin kapanışı
zevklenirken madeni sesini ritmin
zangocu olur dünyanın


IV

ölsene!sen!ölsene
bekle me sene
yaratmak iki kez yaşatmakmış*


istencim bir bulut olmak
tanesi tanesinde çekimli
bastırmasın
             bastırmasın...
yağmur anlatsın



V

sürdüm vapuru yukarı mahalle
birbirinde kalpleri üst çarpanlar
yoğunlaşmadan bir damarda kanları
mıntıka işaretliyor cüceler
her uğrakta varyok sancısı ve masa krallarıyla

erkek yüzüyorsun saygıdeğer ö l ü m a v i a h t a p o t. İçkinliğin balçıkta lokur lokur. kuramlarına sırt çevirdin evrenin. asılı bir kabindesin susup sevdiğim.

dev hisseder. kucaklaşınca. kollarımızı. nerde olsa. şiir. unutma...

sustukça sustukça masaya açtım
kozu görünmez çünkü bu var şehir
ayağındaki diken kayıtsız basmam için
deniyorum amargiyim yol açın
derin açın


VI

mavi ahtapot
sevildiği ele de bozgun
gerisin geriye
denize atıyor kendini kaya mezarından
artık ödüm kopuyor
ölebilir ölebilir

seviniyorum
tri lay lay
       yüzüyorum
tri lay lay
                 amargiyim
                                    çiçeklerim...

___________________

* Albert Camus / SisifosSöyleni





dizin    üst    geri    ileri  

 



  5  

 SÜJE  /  Berivan Kaya  /  otuz temmuz iki bin on sekiz  / 29