Fakat henüz hiçbir şey, sırasını savmamış,
ve meşrebi bozuk haya, yakışıklı şapkasını
takmamıştı.
Çengelli iğnesi durgun gölde defne tutan,
ve tutanaklarda adı adi suçlarla anılan,
şair bile daha, farkına varmamıştı,
yaklaşmakta olanın.
Tuhaf sorular genleşti, ve dolgular dağılınca,
derin çatlaklar belirdi, ve diğerleri
içimize girmek üzereydi.
Zamanın zırcahil pervanesi durdu
ve tıpatıp, nefes alan boşlukta
bir ucundan tutuştu
:
Kesirler ve kesinlikler,
hiçbir yere yuvarlanmamış, yani henüz
sadık eşler, ve eşsiz şeyler çalkalanıyor,
arzu, ve elde etmenin huzursuzluğu,
gövdenin gettosunda, kalptir orası
gizleniyor diyelim, açıktan açığa.