ŞİİR

Havva Ağral   







ölümün gözlerinden çalınan ne?


şafakları sökün eyle
haziran ikliminde
yaprakları tek tek bahar eyle
ince bilekli o çocuklar ölmeden…

can,
adandığı hayatın şeklini alır.
şair,
yaban ayaklı uzakların
hırpaladığı sınır boyu vurulma anlarından gelir.
ecel,
insanın insanı çığlık çığlığa ezdiği
tozu ardıl, o ezeli tarihten gelir.
kahır
sürgün
yıllar
açlık
onur hak dağından
acıyan bir yan
ölümün gözlerinden çalınan ne?

sarı kız ve kazları
yankısızlarım ve sazları
yoksul yolun çiğnendiği sabahlar
ciğer ve bıçak yarasıyla
bölünüp çoğalan öksüzüm, solgun yağmurdan çocuklar
umudun servi kanatlarından çalınan ne?

çeliği kesen suda
durultmuşlar eski kalbi
tebdil-i insan giyinmiş
ecel ve eski hançer
kaç kez yoklar sırtını
akrep
ferman
devir
her dem kim kurar acıya zembereği


eğilmeyen lâl kuşları
bütün Mezop kılcalıyla
kuruyan nehir yatağıyla tek tek susar…
her susku bir sonbahar
eski çıbanda iki göz birden,
Nemrut’un asasından kinli bakıyorlar ortalığa.

har eteklerde karanfil yalnızı uyku
kanlı upuzun yolcu
binlerce soruya ağlamış ölümün göz ilmeğinde
rengarenk tuzun ömrü…



dizin    üst    geri    ileri  

 



 21 

 SÜJE  /  Havva Ağral  /  yirmi sekiz temmuz iki bin on beş     11