ŞİİR

Tamer Çetin  





 

DENKLEM


Görmekse gördüm.
Yalanı, dolanı, aldatmacayı, alayı, aşağılamayı
düşü, mış gibiyi, sahteyi, kaskatı gerçeği
aşkı, tutkuyu, şehveti
sevgiyi şefkati, merhameti
öfkeyi, nefreti, kini
özgürlüğün sevincini, esaretin bedelini
fedakârlığı, sadakati, ihaneti
uğursuzu, iti, kötüyü, iyiyi
ekip biçeni, emek emek üreteni
tüketip yok edeni, karşılık beklemeden vereni
umut edeni, vazgeçeni, öleni, öldüreni, hayat kurtaranı
sabredeni, direneni, yolundan dönmeyeni
hatasından döneni, inadında ısrar edeni
böleni, birleştireni
ezeni ezileni, sömüreni, katledeni
dehşeti, vahşeti, cinneti
dünyadaki cennet ve cehennemi
ve daha birçok şeyi.
Gördüklerimden ürktüm.
Kollarımla sardım kendimi
görünmezliğe sürdüm.
Etrafıma bir koza ördüm.
G-K-ördüğüm bendim
ve artık kördüm.

Durmaksa durdum.
Yorulmuştum
çok yorulmuştum.
Taş gibi, kaya gibi, dağ gibi
kımıldamadan durdum.
Durdum ve düşündüm.
Düşüncelerin karanlığına esir düştüm.
ve sonra ışık doğdu umulmadık anda
tekrar gördüm.

Konuşmaksa konuştum.
Derdimi anlattım.
Bildiğimi paylaştım.
Ağzımdan kaçırdıklarım da oldu
dudaklarımdan hiç istemediğim kelimelerin döküldüğü de.
Gözümü yumdum, ağzımı açtım.
Ağız dolusu sövdüm saydım.
Anlaşıldığım da oldu anlaşılmadığım da
ve kayboldum laf kalabalığında.
Unutuldu ilk sözcük
ve artık dilsizdim.

Susmaksa sustum.
Öyle günler oldu
konuşmayı unuttum.
Dilim kilitli kaldı
ağzımı bıçak açmadı
kahroldum.
Dudaklarım kanadı ısırmaktan.
kelimeler zehir oldu, yine de yuttum.
Boğulup zehri kustum.
Kırıldı sessizlik
ve artık çığlıktım.

Ağlamaksa ağladım.
Gizli gizli, içli içli, zırıl zırıl
hıçkıra hıçkıra, haykıra haykıra
dövüne dövüne, uluorta
içim kanaya kanaya.
Her çeşidini döktüm gözyaşının, rahatladım.
Herkesi ve her şeyi affettim
ve artık hürdüm.

Gülmekse güldüm.
şakalara, acıya, durumdan mizah çıkarana.
Düşeni es geçtim, halime güldüm.
İçin için, kıs kıs, kıkır kıkır
keyifle, kana kana, kahkahayla.
Gülümsemekle yetindiğim de oldu
katılıp yerlere yattığım da.
Hafifledim, iyi hissettim kendimi.
İyi ki gelmiş bunlar başıma dedim
ve artık bilgeydim.

Koşmaksa koştum.
Usul usul, yavaş yavaş, hızlı hızlı.
Kaçtığım da oldu kovaladığım da
yakaladığım da oldu yakalandığım da
elimden kaçırdığım da.
Her seferinde nefes nefese kaldım.
Duracak gibi oldu kalbim
ve ölümü bildim.

Ölmekse öldüm.
Bombalanan kentlerde
Yok edilen doğada
bencillikle, yolsuzlukla yozlaşmayla
aymazlıkla, bağnazlıkla çürüdüm.
Öldürülen her bir kadınla
katledilen her bir çocukla
zulmedilen her bir canlıyla
bir parçamı gömdüm
ve artık canlı bir cenazeydim.

Yaşamaksa yaşadım.
Varlığı çokluğu, azlığı, yokluğu
sevinci, neşeyi hüznü, acıyı
kazanmayı, kaybetmeyi
ayrılığı, kavuşmayı, hasreti
pişmanlığı, hayal kırıklığını, kederi.
Yaşadıkça öğrendim
ve insanlığı bildim.


dizin    üst    geri    ileri    






 21 

 SÜJE  /  otuz sekizinci sayı