|
|
|
kekeme diyalog ı
hiç tatmadığımız renkleriyle
terk ettiler tek katlı konaklarını
yollarını şehrimizin alıp gittiler
-kapılar açıldı uçurumlara
nereye ekiliydi ilk kelimemiz
manasız zoraki ilk kelimemiz
-antika hıçkırıklar yutuyordu boğazımızı
yıkılırdı saat kuleleri zamansız
gözlerimiz eşlik ederdi sarı şarkılara
-hiç duyulmazdı ağızlarımızdan
dokunsak bir adımdı duraklar
duraklardı bir adım dokunsak
-oysa suskunluğumuz taştı göz kapaklarımızdan
kekeme diyalog ıı
resimlere mi bakıyorsunuz bayan?
- hayır sadece fırça izlerine
elleriniz hep böyle bilemez mi nerede durması gerektiğini?
- ellerim gözlerimin misafiridir
gölgeler değip değip geçer mi gözlerinizden
- üstsüz arabalar değil bir tren vagonu gibi
size baka baka beni mi geçer bilemedim
- her görünüş bir gölgeyi büyüttü fark etmedim
hep aynı şekilde mi acır canınız yağmurlarda
- her yağmur damlası farklı bir iz bıraktı oysa
kekeme diyalog ııı
ay o kadar küçüldü ki gözümde unuttum yaşımı
- bu şehirde herkes hızla ezmekteydi gölgesini
üstelik doğum tarihimi hiç söylememiştim kendime
- otobüslerin camlarında saklanmış düşler büyürdü
herkes ilk adımı sorardı tanışmalarda oysa iki heceydi annem
- biletsiz giremezsiniz camlarımıza “lütfen kartınızı gösteriniz”
dokuz gece doğurup doğurup boyamıştı boşluklarımı
- iki ayağınız yeterdi burada kapıların kapanmasına
ayrılıklarını büyütmüştü dizlerinde, acılarını en büyüğün
- başka bir düşe kadar perdeler inmiştir gözlerinize
dizin
üst
geri
ileri
|
|