bir şeylerin yapılabileceği
mavi gövde
ya da çarpıp dağılacağın
sonra kuşlar!
hem nasıl
bağnazıma...
öyle sanıyordum ki yaşamazlar
benim ölü
bastırana değin aralığında bitişmiş evlerin
değil vaaz değil bildiri boynumda fulardan
bir kırmızıya coştular
gömütleri dolu ve boşta bağırları...
vay ki derviş sabrı! avurtlarımda yalnızlık
saksılarında
plastik bir yeşil, bendim
sonunda geldiler eylemimin düzlüğüne
boyunlarını devirdikleri yerden alıp
bir kuğu gibi göğe yükselttiler
koşarak panikle taraçalarını, yerinde mi bulmayı denediler
öyle sanıyordum...
bazısı çekildi beyazından içe, oldu bitti her şey göçüğe bağlandı
yatın-kalkın dedim yatın -kalkın! aralarında sabotajcı, bir bendim
bu da göğün cüreti bu bitimsiz iskele, duvarcıyken umutlanmak başka
içimde bir dolgunluk hissediyorum hemen incelmeye koyuluyorum
bu, gövden
- yüreğimi yokluyor...
zift görür, kalafatta renklenir de gövde
sonsuzda direttiğimi, bir'ini