Taşları bildiği gibi seviyordu
Sen o hüzünlü akşamı getirene kadar
Bütün gün sırtında taşıdığın hüzünlü akşamı
Parmaklarına saplı taş izleri, boşluğa bıraktığın soluğuna takılıp
kalıyordu
Oysa o, sen gelmeden önce taşları bildiği gibi seviyordu
Taşları bildiği gibi seviyordu
Ta ki içlerindeki çığlığı duyana kadar
Taşlar da yaralanırmış. artık biliyordu
Sen taşları onun bildiği gibi sevecektin
Tutabilseydin soluğundaki izlerini
O artık taşları bildiği gibi seviyordu
Sen bilmiyordun