XVI. yüzyıl gizemci halk ozanı. Sivas'ın Banaz köyünden olduğu,
şiirlerinden anlaşılıyor. Yine şiirlerinden, asıl adının Haydar olduğu,
soyunun Yemen'den geldiği (kimi şiirinde de Horasan'dan Hoy'dan olduğu)
ortaya çıkıyor. Pir Sultan Abdal, yaşadığı çağda siyasal olaylara
karışmış, bu yüzden Sivas'ta asılmış, yaşamı efsaneleşmiş büyük bir ozan.
Duru bir halk diliyle güçlü şiirler söylemiş; sazıyla, şiiriyle halk
şiirinin ustaları arasında yer almıştır.
GAM ELİNDEN BENİM ZÜLFÜ SİYAHIM
Gam elinden benim zülfü siyahım
Peykân değdi sinem yaralandı gel
Hüdâ hakkı için ağlatma beni
Bugün sevda candan aralandı gel
Gamdan hisar oldu mekânım yurdum
İşitmez âvazım dinlemez virdim
Bir değil beş değil on değil derdim
Düğümler baş verdi sıralandı gel
Hasretine vasıl olam mı böyle
Mecnun'a da bakî kalır mı Leyla
Ölümlü dünyadır gel helâl eyle
Yüklendi barhanam gidelendi gel
Ne çekerse dertli sinem dağ olmaz
Gürler gelir geçer ömür çoğ olmaz
Neşterlidir yaralarım onulmaz
Göğerdi çevresi karalandı gel
Pir Sultan Abdal'ım haftada ayda
Günler gelir geçer bulunmaz fayda
Gönül Hak arzular canım hayhayda
Toprağım üstüme kürelendi gel
͠ ͠ ͠
͠
ŞU KANLI ZALİMİN ETTİĞİ İŞLER
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zâreler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi pareler beni
Dar günümde dost düşmanım bell'oldu
On derdim var ise şimdi ell'oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yareler beni