Kırlangıç yokluğu tutuksuz zamanlar…
Sersemlemiş evlerin saklı ay ışığında
bitik sevişmelerden
artakalmışlık…
yoksunluk hapsi
sayıklamalı,
sürgit koltuk
yumuşaklığı...
"İnsanmış" gibi bakıyorlar ikon ölülerine
ekran donuk
aşk imkânsız
Bir kırlangıç düşmüyor bacadan siyahlaşmayı göze alıp
/ve başka bir tutuksuzun gözleri yok
gökyüzü aşkı için.../
Kırlangıç yokluğu anlamsız düşler…
Kâğıthane’den inen siyah sularla
bir dere kıyısında mor
bir kumaş dokumaya belki...
Yola düşüldüğünde
sümbülün rengine inanmak
istedik
içinin en hakiki morunu
sorduk
Sefil bir kalabalık üşüttü ardımızı...
/ve başka bir tutuksuzun gözleri yok
renklerin aşkı için.../
Maslak'ta denizi arıyorum derin uykularınıza asılıp.
Asansördeyken yutuluyor gövdem
bir soluk kalıyorum
tepede, rüyasız... İnsanın incisi
Siyah suyun göğünde...
Görünüyor
bir batıp... bir çıkıp…
Kayan parlaklığı içimden düşürüşüm
Köprü baştan sona kırlangıç ölüm
/ve başka bir tutuksuzun gözleri yok
senin ve benim için.../
Söylemiş miydim sana ey "zindandaki ruh"
Kuş tufanı durduğum saçak altı
Sen ki bir tutam gökyüzüyle bağlısın bana
Kırlangıçlara inanıyorsun