...kullan at tüketimi ile halsizleşirken, geçmişe duyulan bir özlemle
birleşen kitaplar, şiirler ve yaşanmışlıklar... Ne vardı ki bizi bu hale
getirecek? Bakmayın bir serzeniş değil belki ama burukluk var içimde...
Çokluk yokluğa dönüşüp yitip giderken anlamsızlığa atılan adımlar eşikte
beklerken ben içime dönmüştüm zaten. O yüzden sitem edecek kimsem
yok... Bir akış halinde akmaktayım üstelik... İnşa ettiğim cümleleri kimi
zaman kendi elimle yıksam da yine de çiçeklere su vermeyi ihmal
etmiyorum...Yağmurla beraber yeryüzüne düşmesem bile yine de bulutları
izlemek keyif veriyor... Belli bu zamana ait olmadığım... Bunu fark
etmek, gerçeklerle barışmamı sağlıyor, üstelik ket vuracak bir demim de
kalmıyor.