Kimsenin tutup getiremediği gecelerden
Korkuları alıp uzaklara verdiler
Kırlangıçlar daha çamurdan yuvalarını yapmadan
Mevsimleri parmaklarıyla birerr birerr boyadılar
Topraklar taşları
Taşlar kayalıkları yaratırken
Olur olmaz hayallere daldılar
Gözleri güneşte kamaşan o kızın yüreğine giriverdiler
Saçlarını rüzgârlara bırakıp fesleğenlerin kokusunda kayboldular
Miniminacık bir evrenin en köşesinde yapayalnız kalakaldılar
Kırmızı bir rüzgârın uçurumu aşarken kaybettiği sırdı
Yakından bakınca en büyük mutluluk
Sıradan bir trenin orta yerinde kalan yaşam
Sessizce gemiyi terk edip boşluğa kendini bıraktı