ŞİİR

Aykut Akgül  






saç sakal yazı


şimdi uyandım
ve ne zaman uyuduğumu hatırlamıyor yorgunluğum
korkma daha
şimdilik silahsız bir çocuğum
her kabusumdaki gibi çok az kurtulmayı hayal eden

gülümse tekrar açtım gözlerimi hayata
bana silah verin
çünkü yaşamak istiyorum
senin hayalini görmek
herhangi bir gökdelenin çatısını kestirme bir yol yapabilir asfalta

ruhumun içine sızmış ağzımın suyuyla kanım
her türlü zehri yatılı almış cam kül tablası olgun
sana birazcık kendimden bahsedip hayatını berbat etmek istiyorum
ne gerekiyorsa yapılmalı yaşamak için
ama ondan önce bir sigara harcanmalı ibreti alem gebersin

bir kaç dizenin tokat izi var hala suratımda
aynada gördüm yenice
dudaklarım kabarmış diş etlerim mor
içime yerleşmiş derin bir iç çeken cinnet
yumruğumu sıkamıyor
kaşlarımı çatamıyor
ve hiçbir şarkıyı duymak istemiyorum
hiçbir şarkı da benim sesimi duymak istemiyordur
neyi hatırlasam patavatsızlık
kimi istesem ne yapacağımı bilmiyorum

beni bütün şeritlere ters düşüren adımlar
ve bütün şehirlere ters düşler kurduran kadınlar

gururuma tezat rakslar
önemi deniz görmemiş yitik kibir
sırtıma üflenen imgeler
ihtirası sıkıntılı bir balo daveti
ne zor pencerelerden manzaralara aşmak
hem de oturduğun yerde ölmek
susamak ya da cevap vermek
kalender irtifa
merhum misafirlik
şeytanın gasp ettiği melekler

elini yumruk yap şimdi tatlım ve yavaşça bütün katliamlarıma savur
ilk defa o zaman dağları dövebilir dev dalgalar
ilk defa o zaman utanır çilingirler vinçler
ilk defa ne yapacağını bilemez bağımlılık ve bağışıklık
ilk defa bir piknik sonrası yanmaz orman karıncalar kuşlar
ve ilk defa orman gibi yakmaz bir annenin yüreğini
baba oğul kavgası

kaç saniyede hayal kurabiliriz seninle
bir hayal kaç saniyelik gerekçe olabilir ki birleşmemize
anlamı olmayan terkler
dünyadan sakındığım merhaba
seni unutmak için kartpostalları masamdan kovdum az önce
mahcup lütuf
baldırıma batırılmış balıkçı çakısı
bakışları maymuncuk kadınlar
kutsal
yüce
ve kan döken ilham

haklı buluyorum bütün balkonlardan aşağı sarkan çocukları
tinercilerin üstübü bezlerinin kirini
bir tane sigara istediği için dayakla tehdit edilen katilleri
haklı buluyorum bütün karmaşaları kargaşaları kargaları sargıları
güzel giysilerle donatılmış kalabalıkları
camına çarpan çocukluğumun topunu kendim kesiyorum artık
daha çok nefret ediyor
daha çok saldırıyorum durduk yere sakız gibi masa örtülerine
sigara közlerimce kollarına sigara basıyorum ütülü perdelerimin
tren yollarını sevmiyor
otogarlarda sabahlamıyorum

artık hiç kimseyi öldürmek değil
artık herkes kendini öldürsün istiyorum

çok canım yanıyor
ve bilmem yeterince canına kastediyor mu bu sessizliğim
bu derinlik beni boğmuyor
bu yağmur
bu demir
bu atmosfer saçlarının yerini tutmuyor
tekrar kızıyorum ayaklan
yalan söylüyorum inan
seyrettiğim geceleri çocuğuma yaşatmayacağım
nereden bulacaksam artık gülümseyeceğim sabahları kahvaltıda
kim verecekse huzuru onu kaybetmeyeceğim yine duvarlarla yumruklaşıp
toparlan seni almaya geldim
damar dediğin de bir ulaşım yoludur sonsuzluğa
özgürlüğü atkı bile takmayacak kadar iyi tanıyorum
kollarından sonra boynuma vebal oldu her öpücük
sancımı omuz çukuruna demirledim
batmayı bekliyorum

beni başka bir şehrin kalabalığında gördüğünde tanımazsın diye uzatmıyorum
saçlarımı sakallarımı ve yazdıklarımı


Her şey bitecekmiş gibi olur ve sen ve ben ve biz,
artık mutluluk bütün kuşları ürküten bir patlama sesidir


dizin    üst    geri    ileri    

 



 17 

 süje