yeni çıkan kitaplar



 




roman / 248 sayfa / alfa yayınları, temmuz 2021

 

 YAZARIN SEÇİMİYLE  KİTAPTAN "TADIMLIK"

 

"Evin içindeki hazırlık bütün hararetiyle devam ediyordu. Rezzan bir yandan Kumru’ya sürekli emirler veriyor, bir yandan da oflayıp pufluyordu. Âdetiydi. Rezzan her şeyi oflayarak yapardı. Oflanmayacak yerde ve zamanda bile oflardı. Onun da tiki buydu. Herkes buna alışkındı. En resmi yerlerde bile 'Offf, şekerim sorma!' diye lafa başlardı. Bu girizgâhın dikkatin üstünde yoğunlaşmasını sağladığı söylenebilirdi. Hatta kimileri onun gibi konuşmaya kalkışırdı. Ama kimse onun gibi içtenlikli ve sahici kılamazdı o 'off'ları. Eski arkadaşlarının arasında bazen 'off'ları, 'üff' nidasına dönerdi. Belki de Yahudiliğinden artakalan tek şeydi o 'üff”ler.

Yasemin az önce kulak misafiri olduğu komşuların konuşmalarının da etkisiyle, 'üff'leri de yanına alarak gerilere, bir hayli geçmişe, çocukluğuna gitti.

Rezzan bir gün şehir dışında, denizi tepeden gören, ağaçlar ve çiçeklerle bezeli büyük bahçeli, otele benzeyen bir yere götürmüştü onu. Bildiği otellerden bir farkı etrafta gördüğü kişilerdi; hepsi yaşlıydı. Diğer fark ise daha önceden hiç bilmediği bir kokunun bastırılmış varlığının lobiye girdikleri anda burnuna çarpmasıydı. Ne kullanılan temizlik malzemelerinin ne de belirli aralıklarla havaya püsküren güçlü sentetik parfümün bastırabildiği bir kokuydu bu. Hafif ekşi, bayat ve çürümüşlüğü çağrıştırıyordu. Unutulmaya asla izin vermeyen ve koku arşivine mıhlanacak bu koku, kokladıklarıyla olmasa da gördükleriyle, bazen bulunduğu yerden çıkıp Yasemin’i ziyaret edecekti hayatı boyunca.

Rezzan açıklamıştı, sıradanmış gibi.

'Benim annem burada yaşıyor.'

Yasemin başını sallamıştı. Asansörle üçüncü kata çıkıp koridorda biraz yürüdükten sonra pencere kenarında oturmuş üzgün yüzlü, beyaz saçlı bir kadının odasına girmişlerdi. Lobide burnuna sinsice sızan o kokunun odada bulunmadığına sevindi Yasemin. Üstelik babaannesinin evinden tanıdığı yeşil renkli sabunlardan kokuyordu. Özellikle banyoda havluların arasında, çekmecelerin içinde ve açık raflarda kalıp kalıp bulunanlardan. Yemyeşil. Zümrüt gibi. Yalama arzusu yaratması da cabası. Yatak odası da benzer kokardı babaannesinin. Hafif bir lavanta kokusuyla zenginleşmiş olarak. Kıyafetlerinin arasında sabun, iç çamaşırlarının arasında küçük keseler içinde kurutulmuş lavanta bulundururdu. Her biri bir tencere büyüklüğünde görünen sutyen kaplarının arasındaki o minik dantel keseler, nedense ona mantıyı hatırlatırdı. Huzur, sevgi ve temizliği çağıran kokular ile sevdiği yemeğin lezzeti babaannesinin evinde bir araya gelir, evin duygu tasvirini tamamlardı. Rezzan’ın annesinin odasına girdiği anda ilk hatırladıkları işte bunlar olmuştu. Bu nedenle, ona çok yaşlıymış gibi görünen kadının suratsızlığına ve Rezzan’a göstereceği soğukluk ve düşmanlığa rağmen ondan nefret edememişti.

Rezzan kadına yaklaşmış ve Yasemin’in bilmediği bir dilde konuşmaya başlamıştı.
 
'Mama komostas?'
*

Yaşlı kadın başını bir anlığına onlara doğru çevirmiş, Rezzan’a cisimleşen bir nefretle bakmıştı. Sonra onu tanımamış gibi sırtını dönüp dışarıyı seyre koyulmuştu."
________________

* Anne nasılsın?

 

 

içindekiler    üst    geri    KAPAK   




 54