ŞİİR

Ahmet Akın  







ANNE


2.

anne yanağı, sönmüş yıldız mezarı
dizleri çökmüş bir gecekondu
susması, dağılmış kuş sürüsünün
besleyip büyüttüğü yitik parça
konuşması hüzne saplanmış hançer

yüzünün gece inmiş yerine eklenen
kara bir gözyaşı
gözlerini her ovuşturduğunda
içinde bir kaya parçasına dönüşüyor sürekli
elleriyle dokunmak isterken gökyüzüne
anne toz toprak olmuş
sesini dağlar götürsün ister
çağlarken kalbinin sonsuz harfleri
damarlarında yosun tutmuş öfke
suyun teninde sınanır

gülüşü bağlanan bir çocuk kapı arkasında
duvara düşen ağacın gölgesinden korkar
gece homurtulu adamlar gibi gelir çünkü
çünkü yağmur bir korkuya benzeyip yağdıkça

sesinde bulutları dolaştırabilen anne
bilir ki, serpilen su
yaşını büyütemez ölü çocukların

bir telaş süpürgesine teslim
ortalığa serpilmiş yaslar ve
kırışıklığı gitmemiş ütülü konuşmalar

sesinden esen poyrazla birlikte anne
umursamadı daha da genişleyen yarasını
taştı çünkü, kederin kısık ateşinde
içine düğümlenen yola uzanıp
bir ölüm haberi gibi çıktı çileden
başını yoldu sesindeki türkünün
gitti ağıt yaktı karanlık odasına
aydınlansın diye biraz-
gözyaşı döktü, su içirmek için
saksıdaki kurumuş menekşeye


dizin    üst    geri    ileri  

 




 24 

 SÜJE  /  otuz yedinci sayı