ŞİİR

Seda Suna Uçakan  





 

"KALDIRIMLAR"


Silikleşmekte gün be gün,
                                Renkleri, teni, yeşili donuk bir parlak.
Sararak çehresini küstüm çiçeklerinin, alıp başını gitmekte,
                                                                                           Bak.
Gitmekte alıp başını,
Ruhuyla zaman.
Ufkun dinle dalga vuruşlarını,
Susuz ve yaşlı sancılarını midelerin.
Ahengi büsbütün bozuk, onlarca sinapsı aşınca tarafsız ölüm,
                                                      Martı seslerinin düşüşünü dinle.
                                                      Kükremelerini kaldırımların.

Ne gladyatördüm ben, ne zırhlı otağların tornalarında düşüp kalkmayı gördüm!
Anda bu an, köprülerle tutturulamayan meydanlarında kör insaflı kentin, patisini -     
                                                                                      - esirgemeye saflığımın,
Yanılgılarımla pişmiş kan kırmızı tuğlalarla
Her gün
              Her gün
                             Her gün,
Zonklamalarıyla kafamın duvarlar ördüm!
Partizanlar kumarı bir kez daha kaybedince,
Bohçasını atıp sırtına, dayanınca sınıra gurbetçiler,
Taksiciler ve müptezeller aynı koğuşa sıkışınca,
Bütün martıları toplayıp, kalkınca vapur,
                                                      Son düdüğün ürperten vedasını dinle!
Akit düştü,
Vakti geldi vaadin.
Ölünce Küba’da son komünist,
Göğü parlayınca güneşle garbın,
Boynumdan elhamdülillah ile terkini ısmarlanmamış saflığımı,
GÜM
GÜM
GÜM
GÜM
Patlayıp, açık edince duvar,
Şaşkınlığına yenilmeden ve gelerek üstesinden iflah olmaz alıklığının,

Tek,
      Tek,
            Tek,
                   Tek,
İninde salınışlarını dinle,
                                 Yaralarımın!


Her şeye şahidim, yazsınlar!
İkindi vakti alıp başını gitmekte ruhuyla zaman,
Kaldırımlar ilk kez yabancılarken beni…


içindekiler   
üst    geri    ileri   




  9