|
|
|
TUZ VE KALKER
Bıraktım dünyanın yazısını, kendi için arayışa
ve ne kadar da aydınlık, şimdi şu önümüzdeki
iç çekiş ile, sanrıların gözümüzdeki köpek leşi
ah!.kalbe düşen kızgın çığlıklar arasında sınır
izler! ve zakkumların içinde -kuyuda yağmur!
sıtmalar gördü –göğüs bir ölüden ödünç şimdi
nice ritimler, hala kendini arayan bir kıvılcım
uslanmayan deri, kendine kilitli dalgın haşhaş
hayale bağlı kökün düşüşü, gece ve rüzgar içi
ve deliliğin onulmaz kahkahası, tepe! –orada!
“derin sarnıçları olan toprak”ta-kurumuş giz
belki, kükürt! –örtülü tülbent ile kayıt için mi
trampetler ne de sağın, bakın! tahta bir çadıra
geçiyor, kendini yitiren toz içinde gün kurusu
anamın sütü, helak –suskun toprak: derin, dip
ve çürüme içinde küllenen bilgelik: kapı –ışık
tuz ve kalker, en iyi arşividir ruhun sırrındaki
geçmiş içindeki örgüleri hep kendine bırakan!
Haziran 2021
içindekiler
üst
geri
ileri
|
7
|