Güz ve Rüya...
Gri'nin,
gerçeğin,
bi 'de güz'ün
arasına gizledim, dedi.
Senden yapılma bir rüyayı.
Yerini biliyorum, dedin tebessümle. Uyandırma!
II
Güz ve Sır...
Bir sırrı gizliyor,
( beklemesiz, şarkısız, hikayesiz kalışımıza dair)
üfleyişinde rüzgar.
Titriyoruz...
III
Güz'de Ağzın...
Ne vakit,
dalgın bir gülüş'ün düş'ünü
kursam ağzında;
güzle aramdaki o şey görünür oluyor imgelemimde.
Hakikatsiz
ve
sırsız
geçip gidişi gibi bir mevsimin.
Ağzın orada öylece duruyor,
gülüş'ün bende kalıcı bir okşayış...
IV
Güz Kırmızısı...
Dalını terk edişin utancının
kızılına boyanmış yapraklar gibi;
dökülüp,
dağılıyor
kıpkırmızı
bir özleme. Kaybolmuyor yine de.
Rengine boyadığı zemini göğüne yansıtıyor arsızca. Sen durup bakıyorsun
gökyüzüne.
Bakıyor
ve
konduramıyorsun. Ne özlemeye ne de kırmızıya. Onca düşkünlüğü...