mk /
kk /
kv /
ög /
kk /
mk /
kv /
kk /
ög /
mk /
ög /
kk /
kv /
mk /
kv /
kk /
mk /
kk /
mk /
kv /
kk /
mk /
kk /
mk /
kk /
kv /
ög /
kk /
kv /
kk /
kv /
mk /
kk /
mk /
kv /
ög /
kk /
kv /
ög /
mk /
kk /
kv /
kk /
kv /
?? /
|
zamanlama hatalı kahramanlık
dünyayı ıskalayan çaylak damla
cesaret veren iti ; çoklanmak için
bütünü oluşturan teklik
çarpışıp yere süzülen karşıt imler
celladın göz hizasındaki giyotin
'itirazcı durum' yetikliği
sözü işaret edemeyen dil
en iyi sıradan olma oyununun sonucu
tanrıya tirat her söz
ben sorgusunun arayışı
falını hırsla yineleyen tensiz yara
'olmak'ın vadesi
varlıkta sınıfta kalmış ruh
içte duyulmayan ses; dışarılık
derin bir kesiğin tutturduğu yaban ıslık
tek çalgılı orkestra
temel hissi doğrulayan misafir ses
derme çatma yaşama sızıntı suskuların sıvanması
aymaz portakal ağacının yaz rengi
bilge atın gözlerine emanet intihar
yitirilmiş kanatlar
bulutun hazmedemediği kaçak arı
hayattan çalıp ölüme biriktirilen anlar
nemli insan kemikleri, soluk soluğa kıyıda
bomboş surat, yere dönük
yalınlaşma
aynayla yüzü ayıran nezaket kapısı
düş kutbu
su birikintisine tırmanan merdiven
suyun hüznü; dokunulmamış ten üzerinde
bir avuç kumda, bir damla okyanus sevinci
rotasını gövdeye çeviren dal
cümlesine şahit yazılmış zavallı özne
sadakat kırılması yapışkan yansıda
yabancılaşmadan arınma
cisimsiz bir göğü yaşam boyu solumak
duygunun soluklandığı keramet hali
yıldızların tümüne sahip olma çaresizliği
düşe sığdırılan ben'in üveyince katledilişi
dudağı sakatlayan öpücük imgesi
'aşk' hazırlığındaki süs
kör kırlangıç
tebeşir özgürlüğüne kara tahtası beynin
kut.
meral kaya (mk),
ömer gençer (ög),
korkut kabapalamut (kk),
kıvılcım vafi (kv)
|