ŞİİR

Kıvılcım Vafi  







DERİN SUDA BİR GÜNEŞÇİL BALIK ORATORYOSU


[ gerçekçi masal ]

Karanlıkta geçti ömrümüz, içimizden güneş taşarken... Ve ben gözlerine bir kopuk göktaşı parçası bıraktım; bıraktım çünkü yaşamak için ölmek demektir bizde fırtınası durulmayan her yönlü aşk; değil mi ki yeryüzüne saçılacak bir coşkulu sarılış uğrunadır tüm bunlar.


[ anons ]

Kıpır kıpır sözcüklerle taşınır yaşanmışlık ve yaşanmamışlık. Şimdi yıldız vaktidir. Çağların üstündeyiz ve kurguların... Şiirde özgürleşen insanladır yaptığımız sonsuz vargılı yürüyüş; - zincirini kaybeden insanla. -


[ öykünme ]

Dönüp gelinir o yere
O ses orada durur
O bakış orada durur
Yer değişir
O ses ilk verildiğiyle kalır, sıcak
Yer değişir
O bakış
O bakış
O bakış
Durur O bakış, yerleştiği gözde
    değişmez
       keskinliği
          acıtır
             kanatır
                iyileştirir
Taşı kırar, suyu keser ortasından
Arayıp da bulur imgelerin gizlendiği yeri
O bakış, o kıpır kıpır sözcüklerin taşıdığı, herkese ulaşan


[ güzergâh ]

Döner bakarsın geriye, çok çok geriye
Kör olur hiçin yalnızlığı sende
Görürsün, bir hikâyedir o artık :
Yaşlanırken genç kalıyorsan
Acı çekiyorsun
            demektir, ki çoktan öğrenmişsindir
            noktanın önemini :
Ö l ü m   G e n ç l e ş t i r i r


[ dışavurum ]

Her şey için geç kalınır
Aşk için hep erkendir oysa
Alıp sevincini, alıp umudunu
Yerleşirsin bir şarkıya


[ solo ]

Eli kulağındadır havanın güneşle kucaklaşmasının
Eli kulağındadır suyun kökle buluşmasının
Eli kulağındadır hayatın bize bir başka bakmasının

Havaya rengini veren güneş
Havaya kokusunu bırakan rüzgâr
Havaya dolan dağ, orman, kar
Havaya dolan Bahar, şefkatli Kadın eli
Benzersiz resmidir dolup taşan erdemin

Daha başka kimlerin resmi var ellerimizde, daha başka nelerin :

İşte, günün de bir resmi var
Kedi

İşte, kedinin de bir resmi var
Ağaç

İşte, ağacın da bir resmi var
Bulut

İşte, bulutun da bir resmi var
Dere

İşte, derenin de bir resmi var
Çakıl
İşte, çakılın da bir resmi var
At

At'ın hiçbir resmi yok işte,
Hiçbir resmi yok ellerimizde At’ın
                         ne de gözlerimizde...
Dörtnala özgür değil de, ondan yok işte.

Ve siz kakıp da tutsak atları övmeyin bir de
Övmeyin artık, bırakın avunmayı
Yüz kere, bin kere bırakın dağlara
Özgürlüğü, özgürlüğü kendinizle artık

Uslanmayın!
Dağılın Şehirlere!
Şehirleri Rengârenk Kılın!
Şehirleri Dağlara Eşit Kılın!

Sevişin Haylazca! Buluttan zemin üstünde
Sevişin Haylazca! Köpükten zemin üstünde
Sevişin Haylazca! Yıldırımlar içinizde. İçinizde tufan
S e v i ş i n !  Beliren ki ufukta yepyeni bir an

Açın kendinizi mavinin en yumuşak tonuyla hayata
Bir Güneşçil Balık misâli
Hiç gecikmeden öğrenin suyun bize neler vaat ettiğini


[ koro ]

Bakmayın siz öyle bizim sessiz sedasız gidişimize
Gökyüzüne sarılıp, ah edip, iç çekişimize
Biz ki son dirimize kadar, insanlaşmaya söz yazdık etimize
Hangi yenilgi, hangi yılgınlık, hangi teslimiyet, geçiniz?!...
Biz ki kardeşim,
Ölürken bile yaşamayı öğreniriz, tükenmek de nedir ki
Böyle bir sözcük yer bulamaz Devrim sözlüğümüzde!


Haziran ' 2021


içindekiler    üst    geri    ileri   





 52