Bilincini örten duman
Ağlarken gözünü bağlayan
Ilık bir yağmur gibi dolan içine
At sesleriyle kanayan
Yitirilmiş bir bahçede
Sürgülenmiş gölde
Diz çöken uyku
Boşluğu öpen uyku
Unutuşlardan sızan
Perde çektiğinden beri aşklara
Küs gibi bakışın günlerden
Sarmaşığın koynunda gece
Hüznünü ayrılıkla ayartır
Çağrısını dinle rüzgârın
Bari düşlerini kaldır da
Serin bir rüya olsun
Dalsın kollarında
Çok yorulmuş
Atların
Nasılsa
Çileyle yıkandın
Bulamadın yol iz
Yalnız baş dönmesi
Son öpüşten kalan
Artık
Atlarınmış
Uyuyan göğsünde
Umuttan ne kadar söz etsen de
Düşlerinde çatlayan