ŞİİR

Berivan Kaya  







İstanbul’un 21’inci Yüzyılında Bir Afrika Şarkısı


I

Sevgilim Zambiyalı bir filozof
İstanbul’da kalıcıymış
ben pek yürekli sayılmam
biraz Angolayım
biraz şiirdir ilk soluğumdaki rüzgâr
Handa kabilesindeki iyilik ve daha ele geçmemiş açlık gibi...

Küba devrimcilerinin doyurduğu
o şiş karınlı çocukların çocukları
toprağı ve devrimi ansınlar şimdi...
mayından kaldırır kaldırmaz çıplak ayaklarını
bir dönme dolaba bindirildiler,
uygar dünyayı dolanırken nedense hiç iç savaş görmeyip
kapılarında her an “barbar” dövüşler, balı çalınmış kovanların
akışını duyarlar kıta’dan kıta’ya
o kadar


II

Ordular!..
ah bal obur
yenilmez ordular!
tetiktesiniz tüm limanlarda biz borcumuzu ödeyene kadar
yollarda ve sularda bir kez bağışlanmıştık
bir kucağımız bir ellerimiz kaldık
Svahili dilinde inerken şarkılarımızın ıssızlığı
İstanbullu neden uzaktır deniz şurası;
ekmek uzatıp martıları içimize alırız!..


Koro:

içimize alırız!..
                        içimize alırız
                şaşırmayız!
ezgisi aniden belirmez!
belirmez tarihin ve soluk avuç içlerimizin
ancak su mavileştirir diye kökün belirdiği yeri
toprağın karanlığına doğru akmakta bu kentin
                bilinmeyen bir senfonisi...
                bilinmeyen bir senfonisi!..



III

Beraber yaşlanırız seninle hayat! neden harabelerin hep üstümde kalır
savdıktan sonra etimden müşteriyi perdesini açtığımda gönlümün dünyaya
fabrika işçisi olmuş çoktan bitmiş sevgilim
iş çıkışı dürttüm!/ onu/ yüklendim denize doğru


Koro:

çünkü pazar günü içindir bir portakal rengi
güneşe koşmalar balık tutmalar mangallarda yorgun kor cıvıltısı
yoksul kalabalıklarla göğe açılır hemen serilir çimlere aşkımız

(Jean Paul Sartre'a pazar sıkıntısını sorduk)


Biz bir sevinci
             gün edinirdiiik
yabancı bir ömrün harcaması tohumu şimdi büsbütün
kuşlara son vedaydı
görkemli dediler, papaz da dedi, bin bir orman düşünüp avm'de oturduk
ben cidden memlekette sosyologdum
sevgilim küresel filozoftu cidden
biraz Dölöz(1) konuştuk, pigment farklarındaki şizoid mutluluğun olurunu
biraz Niçe’den(2), kolaymış gibi üst insan olmak yolunu
daha önce de Muhammed ve Mevlana hem hiç durmadan dönmüşler
içi taş bir çemberi
yedinci merhalede mi ne yumuşayıvermiş “aç kalanların şuuru”

Ol hakikat yolu ki, polis çeviriyor
halk darda kök mahzende aniden bastırırsa
çatışmada sarılsın sıcak bedenim
sevgilim gözlerini dikip balı soruyor
üst insan hiç görmedim dedim
ve hiç bir an'da görmedim devrim
kökler birlikte zangır zangır kıtaları sarsıyor o kadar!

İstanbul kusursuz bir senfoni düşler gibi
sevgilim neden bal yemeden öldü
yaşamak için biraz Marks(3 )konuştuk.


Koro:

kara kovanlarımız aşkına,
                            ya tutarsa
diye balın mavisi...
                            ya tutarsa!
                     mavisi...
                              mavisi
                                      masmavisi



Haziran Temmuz 2019 –İstanbul Harabeleri


_________________________


Notlar:

(1)Dölöz: Gilles Deleuze
(2)Niçe: Friedrich Wilhelm Nietzsche
(3)Marks: Karl Marx

dizin    üst    geri    ileri  

 



  5  

 SÜJE  /  otuz beşinci sayı