KISA ÖYKÜ

Melek Ekim Yıldız   







KISALTILMIŞ HİKAYELER  ( 19 )


I

Sus-Pus

Sabahına yetişemeyen
öykünün,
karanlık korkusu
bu:
- işitiyorsun -
Sus
pus.
Cılız işte hepten ışık.
- gözün üstünde -
Görmüyorsun.
Bir söz, bir boynundan öpüş,
teninde bir diğer ten kurgudan
- elin boynunda,
hissetmiyorsun -
Yine de
günü, bir de geceyi kaplayacak cüreti öykünün
- biliyorsun -
Sen bildiğine gülünce,
öyle elin boynunda
ağızda sus, kalpte pus
genişliyor.
- sığmıyorsun –



II

Beklendiğini Bilmeyen

Beklendiğini bilmeyen rüzgar,
günün birinde gelip saçlarına dolanacak için
uzatıyor kendini şu sarmaşık.
Günler gecelere uzanıyor,
aylar mevsimlere.
Beklendiğini bilmeyen şu yağmurları kucaklıyor,
beklemeyi iyi bilişine seviniyor.
Geceler günlere iniyor,
mevsimler kendinden memnun bir tebessüme.
Bekleme yenilerken kendini,
rüzgara yağmur düşlüyor yağmura delişmen bir rüzgar.
Eskiyen beklemeden tazesini doğuruyor.
Suya
ve
esintiye.



III

Ötedenberi

İçinin toprağına
düşen çiğ,
şiirini döken göğ'ünsendeliğiydi.
Güleç bir kışla
soğuttun kırıklığın alazını.
Acıdı, acımadı derken
büyüdü - küçüldü;
sen oldu, senden gitti,
sende kaldı- belki birazı -
sende bitti.
Önümüz bahar. Ne göğ tükenir ne şiiri. Bildin.
Yürüdün ve durdun. Hepsi ve hiçi. Ötedenberi.


dizin    üst    geri    ileri  




 33 

 SÜJE  /  Melek Ekim Yıldız  /  otuz temmuz iki bin on sekiz   / 29