Yelken bir dokunuşumla yığılıyor
Heves etsem kaptanlığa dümen kilitliyor
Dönerim de kırık pervaneyle dönerim
Suya barikatını sormam gerek iyileşip.
Dahası teknemin beyazlığı-olduğu gibi sarıyor
Uzağımda, suyun ve göğün mavisi. Hep olduğu gibi...
Bütün imkânım bunlar benim, denizin içindeki bütün dağılışım
Senin başına da dokunmak gelir mi?
Bulanıklık bir şey değil,
Boyumu boşladı denizden yükselen sütun
Unut beni gökyüzü,
Genişliğini umursar değilim
Kollarımı açarken Albatros’la tanıştım istersem ufuk çizgisini
sorarım
Salyangozlar da vardır
İçimde kabuğunu soyunur, unutulmaz izlerim olur.
Dedin ya ‘sonsuza kadar denizde kal’
Kısık gözlerinden içeri yürüyemem
Senin başına da dokunmak gelir mi?