"yıkık bitik bir yas yağmuru şimdi yağan"



KURŞUNA DİZİLMİŞ  (*)

Çiçekler bahçeler fıskiyeler gülüşler
Ve yaşamak sevinci
Bir adam serili yerde kanlar içinde
Anılar çiçekler fıskiyeler bahçeler
Çocuk rüyaları
Bir adam atılmış yere kanlı bir bohça gibi
Çiçekler fıskiyeler bahçeler anılar
Ve yaşamak sevinci
Bir adam yatıyor yerde uyuyan bir çocuk gibi.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



PICASSO'NUN GEZİSİ  (***)

Yus yuvarlak gem gerçek bir tabakta
Bir elma durmakta
Karşısında bir gerçek resimcisi
Çizmek istiyor elmayı
Tam nasılsa öyle
İyi ama
Kaptırmıyor kendini elma
Ressam çize dursun
Eli armut toplamıyor elmanın da
Başlıyor dönmeğe
Gerçek oturağının üstünde
Sinsi sinsi, belli belirsiz
Dönüyor kendi çevresinde
Zorla resmini çekecekler diye
Taka takıştıra, süre sürüştüre
Süslü püslü
Bir meyve duvaklı peçeli
Ve işte o zaman
Anlamaya başlıyor ki gerçeğin ressamı
Kendisine karşıymış gerçekten
Elmanın bütün görünüşleri
Ve bir zavallı yoksul gibi
O sözüm ona hayır sever
O sözüm ona fakir sever
Sevmezce sever severce sevmez
O korkunçça iyi iyice korkunç
İyilik kurumlarının eline düşmüş
Bir çaresiz, bir dertli insan gibi
Gerçeğin zavallı ressamı
Ava giderken avlanıp
Bir sürü düşünce, esinti ve çağrışımların
Akışına kaptırıverlyor kendini
Fırıl fırıl dönen elma
Elma ağacını getiriyor aklına
Derken cennet sökün ediyor,
Arkasından Havva sonra Adem
Sonra altın elma veren bahçeler
Sonra su sonra yaprak sonra toprak
Sonra Kanada sonra Normandia
Derken yılan yalan falân fişmekan
Günâha giren insan
Sanatın ilk kaynakları
Sonra birden İsviçre ve Guillaume Tell
Hattâ hattâ Isaak Newton
Ve yer çekimi kanunları
Dünya sergisi salonları
Derken ressam dalıyor derin uykulara
Ne elma kalıyor ne ressam
Ve işte tam o zaman Picasso
Geçiveriyor oradan
Geçer a, geçmediği yer mi var?
Her gün her yerde kendi evinde gibi adam
Bakıyor bir tabak bir elma bir de uykuda ressam
Bak şuna, diyor Picasso,
Elmanın resmini yapmak ta ne oluyor
Alıp elmayı yiyor Picasso
Eksik olma, diyor elma
Tabağı da kırıyor Picasso
Sonra çekip gidiyor gülümseyerek
Düşlerinden bir diş gibi sökülen ressam
Bakıyor kimseler yok
Karşısında yalnız bitmemiş resmi
Bir de kırık tabağın orta yerinde
Gerçeğin korkunç çekirdekleri.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



KAN TÜRKÜSÜ  (*)

Büyük kan birikintileri var dünyada
bu dökülen kanın tümü nereye gider
yeryüzü mü içer içip de başı mı döner
öyleyse tuhaf bir baş dönmesidir bu
öylesine bilgece.. öylesine tekdüze
Yoo başı maşı döndüğü yok yeryüzünün
yeryüzü tersine dönmüyor
küçük el arabasını mevsimleri itiyor düzenle
yağmuru.. karı
doluyu.. güzel havayı
hiç mi hiç esrik değil yeryüzü
arada bir o da gücün
göz yumuyor püskürmesine küçük bir yanardağın
Dönüyor yeryüzü
dönüyor ağaçlarıyla.. bahçeleriyle.. evleriyle
büyük kan birikintileriyle dönüyor
bütün canlılar ulumaya başlıyorlar
Boş veriyor
dönüyor yeryüzü
bütün canlılar ulumaya başlıyorlar
vızgeliyor ona
dönüyor
dönüyor durmadan
kan da durmadan akıyor
Şu dökülen kan nereye gider
öldürülenlerin kanı.. savaşların kanı
yoksulluğun kanı
tutukevinde işkence edilenlerin
ana babaların kolayca
işkence ettikleri çocukların kanı
ya hücrelerde başları kanayanların
ya çatı işçisinin
damdan düşen işçinin kanı
yeni doğan çocukla.. yeni çocukla gelen
dalga dalga akan kan
ana bağırır.. çocuk ağlar
kan akar.. dünya döner
yeryüzü durmadan döner
kan durmadan akar
Dövülenlerin.. ayaklar altına alınanların
dökülen kanları nereye gider
kendini öldürenlerin.. kurşuna dizilenlerin..
cezaya çarptırılanların kanı
ya pisi pisine kazara ölenlerin kanı
Sokakta yürürken bir adam
tüm kanı içinde
bir bakıyorsunuz oluvermiş
tüm kanı yerlerde
ötekiler yok ediyorlar kanı
kaldırıyorlar herifi
ama kan inatçı
ölünün olduğu yerde
neden sonra kapkara
biraz kan fışkırır daha..
pıhtılaşmış kan
yaşamın pası.. bedenlerin pası
süt gibi kesilen kan
süt gibi bozulurken
bozulurken yeryüzü gibi
yeryüzü gibi dönerken
sütüyle.. inekleriyle
yaşayanlarıyla.. ölüleriyle
ağaçlarıyla.. yaşayanlarıyla..
evleriyle dönüyor yeryüzü
evlenmeleriyle
cenazeleriyle
kalıntılarıyla
yığınlarıyla
dönüyor.. dönüyor.. dönüyor yeryüzü
büyük kan ırmaklarıyla.

Çeviri: Teoman Aktürel

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



BARIŞ ÜSTÜNE SÖYLEV  (***)

Önemli pek önemli
Bir söylevin sonlarına doğru
Büyük bir devlet adamı
Sendeleyip güzel bir cümlenin üstünde
Düşüverdi içine
Per perişan ağzı açık
Soluk soluğa
Gösterdi dişlerini
Ye barışsever düşüncelerinin diş çürüğünden
Savaş siniri çıkıverdi ortaya
İncecik nazik para meselesi.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



ÇEŞİTLİ  (*)

Eşek kral ve ben
Sabaha sağ çıkmayacağız
Eşek açlıktan
Kral iç sıkıntısından
Bense aşk ateşinden
Aylardan Mayıs

Çeviri: Can Yücel

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



YUMURCAK  (*)

Kafasıyla evet diyor
Yüreğiyle hayır
Sevdiğine evet diyor
Öğretmene hayır
Sözlüye kalkmış
Soru üstüne soru
Şunu yaz bunu çiz
Derken bir gülmedir alıyor çocuğu
Delice bir gülme
Ve siliveriyor her şeyi
Sayıları sözleri
Adları tarihleri
Tümceleri tuzakları
Öğretmen tepine dursun
Çığlıkları ortasında mucize çocukların
Renk renk bütün tebeşirlerle
Belalı kara tahtanın üstüne
Resmini çiziyor mutluluğun.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



BARBARA  (*)

Anımsa Barbara
Yağmur yağıyordu o gün Brest'te durmadan
Yürüyordun gülümseyerek yağmur altında
Şaşkın hayran sırılsıklam
Anımsa Barbara
Siam sokağında rastladım sana
Yağmur yağıyordu Brest'te durmadan
Gülümsüyordun
Gülümsüyordum
Tanımıyordum seni
Sen de beni tanımıyordun

Anımsa gene de anımsa o günü
Unutma
Saçağın altına sığınmış bir adam
Adını ünledi
Barbara
Seğirttin ona doğru yağmur altında
Şaşkın hayran sırılsıklam
Atıldın kollarına
Anımsa bunu Barbara
Sen diyorum diye de bana kızma
Sen diyorum bütün sevdiklerime
Ancak bir kez görmüşsem bile
Sen diyorum bütün sevişenlere
Tanımasam bile

Anımsa Barbara
Unutma
O yumuşak mutlu yağmuru
Mutlu yüzüne yağan
O mutlu kente yağan
Denize yağan
Tersaneye yağan
Quessant gemisine yağan yağmuru

Ah Barbara
Ne hırboluktursavaş
N'oldun şimdi sen
O demir o çelik o kan yağmuru altında
Ya o adam n'oldu seni yürekten
Kucaklayan
Öldü mü kaldı mı n'oldu

Ah Barbara
Yağmur yağıyor Brest'te durmadan
Eskiden nasıl yağıyorsa öyle
Ama artık bildiğin gibi değil bura yok oldu her şey
Yıkık bitik bir yas yağmuru şimdi yağan
Demir çelik kan fırtınası bile değil
İtler gibi kuyruğunu titreten
Bulutlar yalnız bulutlar

Brest'te sular boyunca yitip giden itler
Çürümek için gidiyor uzaklara
Hiçbir şey kalmayan Brest'ten
Çoook uzaklara

Çeviri : Teoman Aktürel

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



SAYGILI OLUN  (***)

Başında kıvıl kıvıl kıvılcımlar
Çakmak taşı satan bir adam
Sesleniyor kalabalıklara
Akşamüstü istasyonda
İri yarı aykırı lafları
Hoşuna gitmiyor çoklarının
Ama bir ateş var ki adamın gözlerinde
Yumuşatıveriyor insanları
Saygılı olun
Yediğiniz içtiğiniz şeylere
Saygılı olun
Diye bağırıyor adam
Saygılı olun
Taşa toprağa pireye file
Kadınlara saygılı olun
Çocuklara saygılı olun
Saygılı olun hane halkına
Saygılı olun
Yaşayan dünyaya.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



BİR KUŞUN RESMİNİ YAPMAK İÇİN  (**)

Önce bir kafes resmi yaparsın
Kapısı açık bir kafes
Sonra kuş için
Bir şey çizersin içine
Sevimli bir şey
Yalın bir şey
Güzel bir şey
Yararlı bir şey
Sonra götürür bir ağaca
Asarsın bu resmi
Bir bahçede
Bir koruda
Ya da bir ormanda
Saklanır beklersin ağacın arkasında
Ses çıkarmaz
Kımıldamazsın
Kuş bazen çabuk gelir
Ama uzun yıllar bekleyebilir de
Karar vermezden önce
Yılmayacaksın
Bekleyeceksin
Yıllarca bekleyeceksin gerekirse
Resmin başarısıyla hiç ilişiği yoktur çünkü
Kuşun çabuk ya da yavaş gelmesinin
Geleceği olup da geldi mi kuş
Çıt çıkarma yok
Kafese girmesini beklersin
Girdi mi kafese fırçanla
Usulcacık kapısını kaparsın
Sonra kuşun bir tüyüne dokunayım demeden
Bütün kafes tellerini teker teker silersin
Yerine bir ağaç resmi yaparsın
Dallarının en güzeline kondurursun kuşu
Tabii ne yapraklarının yeşilini unutacaksın
Ne yellerin serinliğini
Ne de yaz sıcağındaki böcek seslerini
Otlar arasında.
Sonra beklersin ötsün diye kuş
Ötmezse kötü
Resim kötü demektir
Öterse iyi olduğunun resmidir
İmzanı atabilirsin artık
Bir tüy koparırsın usulca
Kuşun kadından
Ve yazarsın adını resmin bir köşesine.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



KIŞLANIN DIŞINDA  (***)

Kalpağımı kafese
Kuşu kafama koydum dışarı çıktım
Ne o dedi komutan sokakta
Selam vermek yok mu artık?
Hayır, dedi kuş;
Selam vermek yok artık.
Bağışlayın, dedi komutan:
Ben var sanıyordum da.
Aldırmayın canım, dedi kuş,
Her insan yanılabilir.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu



 ͠    ͠    ͠    ͠


HAYAT KERVANI  (***)

On iki lokma ekmeğe kazanılmış
On iki konak içinde
On iki adam ağlıyor hıncından
On iki banyo teknesi içinde
Kötü bir telgraf almışlar
Kötü memleketten kötü bir haber
Yerlinin biri o memlekette
Kalkmış ayağa birden çeltik tarlasında
Ve acı acı gülerekten
Bir avuç pirinç savurmuş
Göklere doğru.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



PARIS AT NIGHT  (**)

Üç kibrit çaktım karanlıkta arka arkaya
Birincisi yüzünü görmek için toptan
İkincisi gözlerini görmek için
Üçüncüsü ağzını görmek için
Sonra kararttım dünyayı
Hatırlamak için bütün bunları
Kollarımda sıkarak seni.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu


 


 

Jacques Prévert

4 Şubat 1900 tarihinde Paris yakınlarındaki Neuilly-sur-Seine'de dünyaya geldi. Şair, senarist ve oyun yazarı olmanın yanı sıra resim ve kolaj çalışmalarıyla da geniş bir ilgi uyandırdı. İlköğretimden sonra eğitimi bıraktı. Yakın çevresinin anlatımıyla "isyankar bir gençlik dönemi" geçirdi. Sürrealist ve dadacı oluşumlara katıldı. Komünist Parti’ye bağlı işçi tiyatrosu için mizah oyunları yazan Prévert, ayrıca; fabrika, miting ve sokaklarda oyunlar sergileyen Groupe Octobre içinde yer aldı. Yaşamı boyunca savaş karşıtı olan Prêvert, tüm çalışmalarında özgürlük, isyan, umut ve aşk temalarını işledi. 1919-21 yılları arasında İstanbul'da görevli olarak bulundu. İkinci Dünya Savaşı
sonrası, şiirleri geniş kitlelere ulaştı ve birçok dile çevrildi. Yaşamı boyunca asi ve özgür kişiliğinden hiç taviz vermeyen Prévert, uzun bir hastalık süreci sonrasında 11 Nisan 1977’de Fransa’daki Omonville-La-Petite'de yaşama veda etti.


- Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir. -


Şiirler Kaynakça :
 
(*)    Dünya Şiir Antolojisi - 1 (Hazırlayanlar : A. Behramoğlu - Ö. İnce)  / Pozitif Yayınları
(**)   Fransız Şiir Antolojisi - 1 (Hazırlayan : Ahmet Necdet)  / Adam  Yayınları
(***) Sabahattin Eyüboğlu'nun çeşitli çeviri şiir kitaplarından derlenmiştir.


Bilgilendirme : 'Nitelik Kuşağı' sayfasındaki alıntılar, tanıtım amaçlı ve kaynak gösterilerek kullanılmış olup, ürünlerin tüm kullanım hakları © yasal temsilcilerine aittir.



dizin    üst    geri    KAPAK    

 



 49 

 SÜJE  /  otuz sekizinci sayı