Fidel Castro gibi sembol bir kişinin aramızdan ayrılması devrimcilik
tarihini bir soruyla baş başa bırakıyor. Atom bombasının keşfi, kimyasal
silahlar, büyük silah endüstri karşısında sivil toplum ve halkların, hak
ihlallerine karşı mücadelesi artık yön değiştiriyor. Toplum, sivil ve
aktivist hareketlerle kendini ifade etme yolunu seçmeye başladı ve belki
de tek destekçisi alternatif medya.
Geleneksel medyanın, Althusser kuramındaki gibi devletin bir aygıtı
olarak çalışmaya devam ettiği günümüzde, egemen grupların çıkarları
dışındaki bir konuyu duyurmak iletişim çağına rağmen on yıllar alıyor.
(Artık egemen sınıflar diyebilir miyiz tartışmalı çünkü tüm dünyanın
zenginliğinin yüzde doksandan fazlasının sekiz ailenin elinde olduğu
belirleniyor.) Geleneksel medyadaki istisnalar, ülkemizde baskıyla
susturulduğu gibi, batı demokrasilerinde çoğu zaman hiç yaşama şansı
bulamıyor. Sınıflar arasındaki finansal uçurum en iyi baskı aracı haline
geliyor. İngiltere ve Amerika gibi gelişmişlik iddiası olan devletlerde
ender alternatif seslerden olan sanat“eğlence” sayılıyor. Bir zamanlar
sembolik olduğu iddia edilen kraliyetlerin varlığı, postmodernizmin
baş döndürücü geriye dönüşü ile emperyal vurgular taşımaya başlıyor.
Adaletsizlik, sosyal eşitsizlik, tüketim toplumunun kavramların içini
boşaltması, sesini duyuramayan grupların rahatlıkla çıkar gruplarının
maşaları olarak kullanılmasına ve şiddet eylemlerinin tüm dünyada
yayılmasına neden oluyor. Global güçlerin yanlış Orta Doğu politikaları,
kültürel iletişimsizlik ve anlayışsızlık, eğitim ve işbirliği eksikliği,
enerjiye ve silahlara dayanan, insandan ümidini kesen ekonomik sistemler,
dünyanın ortasını kan ve gözyaşına boğarken, Türkiye çözemediği iç
sorunları, dini, ırkçı ve sosyal ayrışmalar ve yanlış ve istikrarsız
yönetim ile dünyanın gidişatındaki tüm ana sorunları birebir yaşıyor.
SSCB ve Doğu Almanya’nın dağılması, işçileri ve üretken sınıfları
seçeneksiz bırakıyor ve çalışanlara sunulan şartlar her gün daha
kötüleşiyor.
Modernizmin ölçemediği şeyleri yok saymasıyla ortaya çıkan dengesizlik,
maddi çıkarların her şeyin önüne geçmesiyle alt üst olan sağlık, eğitim,
kültür anlayışı; modernizmi kırılganlaştırırken, dünya çapında ilerleyen
ve uluslararası nitelik kazanan kültürel ve akademik çalışmalar,
sorunlara kalıcı çözümler oluşturamıyor. Çağların kazanımlarını
sentezleyip, insanın doğa ile birlikteliğine uygun yaşam önerileri sunan
bütünsel yöntemler için çalışmalar olsa da akademik ve politik anlamda
kabul görmüyor. Bir değişim yaratmak için risklerin göze alınması
gerekirken ekonomik ve sosyal baskılar, insanları modern bir tımarhaneye
hapsediyor. Yanlış olduğunu bile bile aynı yollarda yürüdüğümüz,
değişmeyen tek şey değişim olduğu halde, aynı metotla benzer sonuçlar
alacağımız hissiyle boşa kürek çekiyoruz. Bunun sonucunda aslında
idealistliğiyle nam kazanan 68 kuşağı, statüko ve finansal rahatlık
dışındaki tüm amaçlarını kaybediyor. Bireycilik ve toplumsallık bir arada
yaşayabilecek şekilde yönetilebilecekken, dini duygular ve bilimsellik
birbirinin karşısına dikilmek zorunda değilken, yeni sistemler, yeni
metotlar oluşturulabilecek birikim ve imkanlar mevcutken, kolayına
kaçılıyor ve araştırma kendi ekseninde, politika kendi ekseninde, ekonomi
kendi çizgisinde ilerliyor. Kültürler işbirliği kuramıyor, eğitim ve
insan hakları evrenselleştirilemiyor, devletler inatla çıkarlarını dar
bir mercekten görüyor.
Peki elimizde ne var?
Elimizde aslında oldukça yükselmiş bir toplumsal bilinç var, tüm yapılara
dağılmış müthiş bir işbirliği var, birbirine bitişik dairelerde, bir
diğerimizin gazı açık unutmayacağına güvenerek yaşayabiliyoruz, diğer
insanların ürettiklerini güvenerek yiyor ve giyiyoruz. Toplumun çekirdeği
olan aileler çocuklarının eğitimi için her şeyden fazla harcamayı göze
alabiliyor. Okunmasa da kitapların dünyayı kurtaracağına inanarak, hiçbir
karşılık bekletmeden yazan insanlar var. Her koşulda sanatını yapan
sanatçılar var. Tüm ekonomik baskılara rağmen “savaşa hayır” diyen
insanlar var. Onca kışkırtmaya rağmen ayrışmayan bir toplumumuz var.
Yayılan ve artık elimizin altında olan bilgi var. Bunların çok daha azı,
birkaç yüzyıl önce dünyayı büyük bir umuda, aydınlanma çağına götürmeyi
başarmıştı. Daha elli yıl önce işçi haklarının güçlendiği refah devletini
batı yaşamıştı.
Tüm insanların ortak güdüsü, hareketin, işbirliğinin ve coşkunun olduğu
yere bakışlarını yöneltmektir. Kültür, bilim, sanat, edebiyat zevkini
edinmeyen insanların, maddi üstünlüklerle baskı altına almaya çalıştığı
halklara alternatif bir ilerleme yolu sunabiliriz. Bilinci geliştirmek
tek kalıcı yoldur. Elimizde olan iletişim çağının ve alternatif medyanın
gücünü kullanarak insan hakları, kültürel diyalog, eğitimin herkes
tarafından ulaşılabilir olması, toplumsal adalet, fırsat eşitliği,
doğanın dengesi, sanat ve barış gibi insanlığın olmazsa olmazlarını
geliştirmek için sorumluluk taşıyabiliriz. Yanlış yönetimlere güçlü
alternatifler oluşturabiliriz.
Alternatif medya günümüze kadar neler başardı, nasıl bir potansiyel
taşımaktadır, birleşmek ve hedeflere ulaşmak için nasıl imkanlar sunar,
öğrenerek, diyalog alanları yaratabilir, düşmanlıklar, ayrışmalar yerine
birleşmelerle ilerleyebiliriz. Bu sebeple üretilen bir Kafka yayınlarının
sunduğu kitap serisini tanıtarak ve hareketlerin iç yüzünü anlayarak
kolektif bir anlayış geliştirmek, bugünkü önerimiz. Tüm
platformlarımızda, iletişim ağlarımızda ortak hedefler belirleme,
sesimizi duyurma ve hedeflerimize kendi kendimize ulaşma konusunda
ilerleme katedebiliriz. Politika, er ya da geç birlik olan ve güç haline
gelen hareketleri dikkate alır. Sermaye ve kapitalizm oldukça esnektir.
Bilincin kolektif olduğuna ve bir gün dünyamızın insan haklarının
evrenselleştiği, kendimizi köleleştirmediğimiz, doğal sağlığa, sanata ve
kültüre değer verilen bir yer olacağına inancımızın artarak sürmesi
dileğiyle serinin kitapları hakkında özet bilgilere yer verelim.
█ Twitter ve Toplum - Axel Burns, Cornelius Puschmann, Jean Burgess,
Katrin Weller, Merja Mahrt -
Twitter, 2006'da ortaya çıkışından bu yana bir niş hizmetinden kitlesel
bir fenomene dönüşmüştür; gündelik iletişimin olduğu kadar siyasal
tartışmaların, kriz iletişiminin, pazarlamanın ve kültürel katılımın
önemli bir enstrümanı haline gelmiştir. Ancak ardındaki temel fikir aynı
kalmıştır: kullanıcılar en fazla 140 karakterle sınırlı kısa mesajlar (tweetler)
gönderebilirler ve öteki kullanıcıların güncellemelerini takip
edebilirler. Çeşitli disiplinlerden ve bağlamlardan önde gelen
uluslararası Twitter araştırmacılarının deneyimlerine dayanan bu kitap,
Twitter iletişiminin çeşitli nosyonlarını ve kavramlarını belgeleyen,
Twitter'ın kullanımlarına yönelik güncel araştırmalara ayrıntılı ve
kapsamlı bir bakış sunan ilk kitaptır. Ayrıca Twitter verilerinin analizi
için yöntemleri sergilemekte ve farklı araştırma bağlamlarındaki pratik
uygulamaları açıklamaktadır.
"Önemli çalışmaların bir toplamı olan -çeşitli disiplinlerden hem
tanınmış hem de yeni akademisyenleri öne çıkaran- bu derleme, Twitter'ın
sosyoteknik bir fenomen olarak bağlamsallaştırılmasını sağlamaktadır.
Yeni araştırmalara çok önemli bir temel oluştururken, aynı zamanda,
öğrencilerin sosyal medyayı anlamalarına yardımcı olan eğitimcilere
yararlı perspektifler önermektedir. Kitap, naif kalıpların ötesine
geçerken ve Twitter'ın tanımlanmasını sağlayan karmaşık pratikleri ve
çeşitli kullanıcıları ortaya koyarken sosyal medyanın çağdaş yaşamdaki
önemine ilişkin zengin bilgiler sunmaktadır." -Danah boyd, Microsoft Research'te kıdemli araştırmacı, New York
University'de Media, Culture, and Communication bölümünde araştırmacı
yardımcı doçent.-
█ Alternatif Medya ve Direniş Siyaseti - Joshua D. Atkinson -
Gazetecilik ve medya alanlarında çalışan akademisyenler alternatif medya
üretiminin aktivistlerin muhalif faaliyetlerinin bir aracı olması
meselesini ele almakta, iletişim alanındaki akademisyenler ise egemen güç
yapılarına karşı mücadele eden aktivistlerin performansları ve imgeleri
üzerine çalışma yürütmektedir. Söz konusu alanların bulguları, bugüne
dek, birbirinden ayrı olarak ele alınmış olsa da, artık her iki alandaki
yaklaşımlar modern toplumlardaki toplumsal hareketlere ilişkin akademik
anlayışa katkıda bulunmaktadır. Bu noktada elinizdeki kitap, bu iki
araştırma alanını sonuçta bir araya getirmekle kalmayıp, aynı zamanda
günümüz aktivistlerinin güç yapılarına karşı gösterdikleri direnişin,
alternatif medyadaki rolünü gözler önüne sermektedir. Kitap özellikle,
yerel topluluklardaki aktivist ağlarının oluşumunda; ağ tabanlı
aktivistlerin direniş stratejilerinde ve alternatif medya üretimi
bağlamında küresel ve yerel ağların etkileşiminde alternatif medyanın
rolünü incelemektedir.
Joshua D. Atkinson Bowling Green State Üniversitesinde yer alan medya ve
iletişim okulunda Yrd. Doç. Dr. olarak görev yapmaktadır. Yeni toplumsal
hareketler ve aktivist iletişim ağları bağlamında alternatif medyanın
rolünü araştırmaktadır ve çalışmaları Communication, Culture and Critique
ve Mass Communication and Society dergilerinde yayımlanmıştır.
█ Alternatif Medyayı Anlamak - Olga Guedes Balley, Bart Cammaerts, Nico
Carpentier -
Alternatif medya nedir? Çoğulcu, demokratik toplumlarda alternatif medya
nasıl bir rol oynar? Alternatif medya, topluluk medyası, sivil toplum
medyası ve rizomatik medya arasındaki benzerlikler ve farklar nelerdir?
Alternatif medya uygulamada nasıl işler? Bu anlaşılır ve özlü metin,
alternatif medyayı kuşatan karmaşık siyasal, toplumsal ve ekonomik
tartışmalar aracılığıyla okura kapsamlı bir kılavuz sunuyor ve bu
iletişim biçiminin tazelenen önemine dair berrak ve net bir bakış
getiriyor. Kitabın yazarları, Birleşik Krallık, Kuzey Amerika ve
Brezilya'nın aralarında bulunduğu ülkelerde yürütülen çeşitli saha
çalışmalarını bir araya getirerek konuya dair özgün bir kuramsal çerçeve
tasarlıyor. Kitap, hem "eski" hem de "yeni" medyaya bakmak suretiyle
alternatif bir medyanın önemini savunuyor ve kapsamı genişletmenin bir
yolu olarak siyasal bir gündem önerisinde bulunuyor. Alternatif Medyayı
Anlamak medya, gazetecilik ve iletişim çalışmaları öğrencileri,
araştırmacıları, akademisyenleri ve gazeteciler için değerli bir okuma.
█ Direniş Çağında Türkiye'de Alternatif Medya - Barış Çoban, Bora
Ataman -
Alternatif medya çalışmaları dünyada daha çok yenisi ve eskisiyle
toplumsal hareket çalışmalarından beslenen özerk bir medya çalışmaları
alanıdır ve ülkemizde - yaklaşık 30 yıllık bir gecikmeyle - ancak yeni
yeni bu yönde kurucu bir hareketlilikten söz edilebilir. 2013 Haziranı bu
yöndeki gelişimi ivmelendirmiştir. Gerçek ve sanal ağların üst üste
binerek melezleştirdiği karşıt-kamusal alanlarda bir araya gelen
yurttaşların kent meydanına akarak gerçekleştirdiği işgal, Gezi
Direnişi'nin de içinde yer aldığı çağdaş toplumsal hareketlere ait
karakteristik bir özellik.
İşgal edilen kentsel mekan ile siber uzamın özerk bölgeleri arasındaki
sınırların giderek muğlaklaştığı Web 2.0 sonrası dönemin bu kendine özgü
radikalliği, başta iletişim bilimciler olmak üzere sosyal bilimlerin
dikkatini alternatif (yeni) medyaya çekmiştir. Dolayısıyla alternatif
medya çalışmalarının bugüne dek pek gelişemediği ülkemiz, alternatif yeni
medya çalışmaları açısından farklı bir gelecek vaat etmektedir. Nihayet
bu kitabın başlıca amacı alanın Türkiye'deki gelişimine katkı
sağlamaktır.
Kitaptaki makalelerin yarısı Gezi Direnişi'ni alternatif medya
perspektifiyle ele alan çalışmalar. Kitap Gezi Medyası, Alternatif
Gazetecilik/Dergicilik ve Alternatif Medya/Alternatif Kültür başlıklı üç
bölümden oluşuyor. Direniş sosyal bilimler alanını öyle etkiledi ki bugün
Gezi'yi anmadan toplumsal hareketler ve alternatif medya çalışması yapmak
imkânsız hale gelmiştir. Tabii bu yaklaşım bizim isyankâr
iyimserliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Neyin doğru olduğunu nasıl
olsa gelecek gösterecektir…
█ Walter Benjamin ve Medya - Jaeho Kang -
"Walter Benjamin'i pek çok farklı kılığıyla tanıyoruz: Başarısız olmuş
bir akademisyen, parlak bir gazeteci, tutkulu bir yazar. Peki, Mekanik
Yeniden Üretim Çağında Sanat Eseri dışında, medya kuramcısı Benjamin
hakkında ne biliyoruz? Jaeho Kang, disiplinler arasından bizleri
Benjamin'in medyaya ulaştığı o son derece özgün ve entelektüel yolculuğa
çıkarıyor. Kang'ın bu ustalık işi ve ciddi, engin ve aydınlatıcı kitabı;
okurlarını Benjamin'in göz kamaştırıcı merakını paylaşmaya davet ediyor."
Daniel Dayan, Centre National de la Recherche Scientifique (Ulusal
Bilimsel Araştırma Merkezi), Paris Yirminci yüzyılın en özgün ve
kavrayışı keskin düşünürlerinden olan Walter Benjamin (1892-1940),
medyanın modern toplum üzerindeki derin etkisine ilişkin benzersiz bir
anlayış sunmuştur. Jaeho Kang'ın kitabı, Benjamin'in medya teorisi ve
bunun günümüz için hâlâ geçerli olan önemine dair son derece duru bir
girizgâh yapıyor.
Kitap, Benjamin'in enformasyon endüstrisi, kentsel gösteri ve estetik
siyasete atıfta bulunarak medya ? yazılı basından elektronik medyaya
kadar? ve modern deneyimin kesişimi üzerine kaleme aldığı eleştirel ve
kışkırtıcı yazıların sistematik ve derinlikli bir okumasını sunuyor.
Benjamin'in fikirlerini Marshall McLuhan ve Jean Baudrillard gibi çağdaş
medya kuramcılarının içinde bulunduğu eleştirel toplulukla bir araya
getirerek, Benjamin'in eserlerinin günümüz medya çalışmaları üzerindeki
etkisi ve onun bu özgün fikirlerini çağdaş medya kültürüne nasıl
uygulayabilecekleri konusunda öğrencilere yol gösteriyor.
█ Ağ Toplumu - Jan Van Dijk -
"İletişim tarihinin en önemli sosyal ve teknik dönüşümlerinden birinin
altında yatan karmaşık ve ilgi çekici temelleri anlamak veya bunları
öğretmek istiyorsanız, doğru kitabı buldunuz. Çeşitli, geniş kapsamlı,
teorik ve pratik, dikkatlice yazılmış, ansiklopediye benzer ve erdemli." -Ronal E. Rice, Arthur N. Rupe Kitle İletişiminde Sosyal Etkiler dalı,
California Üniversitesi, Santa Barbara-
█ Kent Bizim - Ask Katzeff, Bart van der Steen, Leendert van
Hoogenhuijze -
Sınıflı toplumlarda kentleşmenin bölme, ezme, yerinden etme, yaşanamaz
hale getirme vb. karakteristik özelliklerinden kaynaklanan sürdürülemez
canavarlaşma eğilimi, kapitalizm tarihinin farklı dönemlerinde yaşanan
yine kent merkezli çatışma ve kırılmaların da başlıca sebepleri
arasındadır. Ezilenlerin özgürlük, kardeşlik ve eşitlik temelli kent
düşü, H.H. Korkmazgil'in "Bir yanımız yaprak döker, bir yanımız bahar
bahçe" dizelerindeki bahar bahçe kısmını anıştırır. Ancak şairin sözünü
ettiği bir "çıldırtan denge" durumunda değildir kent. Tersine sürekli bir
dengesizliğin uzamıdır. Uygar, yerleşik, eğitimli Batılı sermayenin veya
bizim coğrafyamızda olduğu gibi talancı, cahil ve lümpen sermayenin baş
tasarımcısı olduğu farklı türden de olsa canavar kentlerin içerisinde,
alternatif ve yeni yaşam biçimlerini yaratmak talebi ile ortaya çıkan
yaşam savunucuları vardır. Bunlar tarihte farklı biçimlerde karşımıza
çıkmışlar; kentlerin içinde bazen gecekondu hareketi, bazen işgalevcilik,
bazen kolektif mülkiyeti haiz arazilerde kurulan mini ütopyalar olarak
kalıcı özerk alanlar veya farklı uzamları farklı zamanlarda farklı
formlarda ele geçiren geçici otonom bölgeler yaratmışlardır.
Bugünlerde 3. yaşı kutlanan Gezi'nin mirası olan iki işgalevi -Don Kişot
İşgalevi ve Mahalleevi- otoriter baskılar sonucu şu an fiili olarak
varlıklarını sürdüremese de bahsedilen yeni yaşam biçimlerini yaratmak
talebi ile ortaya çıkan yaşam savunucuları tarafından kolektif bir
şekilde inşa edilmiş kamusal alanlardı. Bu işgalevleri kentlerin tamamen
dışına savrulmuş bir şekilde değil, aksine kentin kalbinin en güçlü
attığı merkezlerde alternatif yaşam alanları olarak kendilerini var etti.
Occupy hareketlerinin kümülatif etkisiyle uluslararası boyuta ulaşan
kolektivite; İstanbul işgalevleri için de bir izlek oldu. Konsensüs ve
forumları en büyük araç olarak kullanan ve ırkçı, cinsiyetçi, homofobik,
ayrımcı olan hiç kimsenin kendini var edemeyeceği bu alanlar 1,5 sene çok
aktif bir şekilde yaşayabildiler.
█ Alternatif ve Aktivist Yeni Medya - Leah A. Lievrouw -
Alternatif ve Aktivist Yeni Medya, tüm dünyadaki aktivistlerin,
sanatçıların ve yurttaş gruplarının görünürlük ve güç kazanmak,
alternatif veya marjinal görüşler sunmak, kendi Kendin Yap (DIY)
enformasyon sistemlerini ve içeriklerini paylaşmak ve diğer taraftan
egemen medya kültürüne direnmek, itiraz etmek ya da karşı koymak için
yeni medya ve enformasyon teknolojilerini ne şekillerde kullandığına
ilişkin zengin ve genel bir bakış sağlıyor. Günümüzde, medya kültürünün
ana akım "merkezi" ile interaktif, katılımcı "uçları" arasındaki ilişki;
enformasyon, içerik ve sistem tasarımın elde edilmesi, belirlenmesi ve
altüst edilmesine yönelik canlı ve mücadeleci bir döngünün izini taşıyor.
Kültür, sadece bir zümre için yeniden oluşturulup kullanılıyorsa,
toplumun yenilenen yapılarını karşılamıyorsa, kültür bozumu
kaçınılmazdır. Bilgi herkesin erişimine açık, bilgi teknolojileri serbest
kullanıma uygun olmalıdır. Hackerlar, tüm hukuksal tedbirlere ve polis
gücüne karşın bu ideallerden taviz vermeden bilginin ve bilgi
teknolojilerinin erişebilirliği ideali için tüm ustalıklarını
kullanırlar. Kültür bozumcularının marka algısına karşı düzenlediği gece
yarısı seferleri, hackerların bilgiyi sahibine iade etmek, patent ve
telif haklarıyla bilgi teknolojilerinin pahalanmasına engel olmak için
yorulmak bilmeyen bilgisayar başı mesaileri, sosyal hareketlerle
günışığına çıkıyor ve harekete geçirmenin şifreleri çözülüyor. Alternatif
ve Aktivist Medya; Castells’in kimlik, küresel ağlar ve yeni sosyal
hareketler üzerine belirleyici çalışmasından, yeni yapıların küresel
adalet gibi geniş ölçekli, esnek bir biçimde organize olan, merkezi
yapılandırmayı dağıtan, ulus-aşırı Sosyal Hareketlerine kadar uzanıyor
Alternatif ve aktivist yeni medya projelerinin beş ana biçimi, geleneksel
medya biçimlerinden ve içeriğinden ayrılan özellikleriyle birlikte
sunuluyor. Kitap, bu projelerin, alternatif medyadaki, toplumsal
hareketlerdeki ve aktivist sanattaki tarihsel köklerine, en önemli örnek
olay incelemelerinin analizleri ve ilgili elektronik kaynakların
bağlantıları ile birlikte keşfe çıkıyor. Alternatif ve Aktivist Yeni
Medya, yeni medya ve toplum üzerine tüm dersler için kullanışlı bir
kaynak ve yeni medya aktivizmiyle ilgilenen okuyucular için temel bir
kitap olacaktır. Leah A. Lievrouw Kaliforniya Üniversitesi, Enformasyon
Çalışmaları Bölümü profesörüdür.