Bıkmadım bu çağdan ve bıkmıyorum hâlâ
Sen huzur içinde uyuyorsun
Ben susuz kumruların göğüs boşluğunda
Pierre Loti toplarken saçlarını
Tanışmış iki insandan fazlasıyız aslında
Hayır, biz bu ya da şu değiliz
Bunların hepsi palavra
Ruhunla, ıstırabınla hiç benzemiyorsun
Endişeyle etrafını silip süpüren kadınlara
Fıkıh bile senden güzel, bilmiyorsun
Göremiyorum kapı kapalı
Sen hâlâ bilmiyorsun
Henüz bilmek de istemiyorsun
Her hecesi şaşılacak şeydir fakat
Yaşamak şimdikinden daha güzeldir bu çağda
Kesinlikle çirkin değilsin, düşün
Herkes Ortadoğuda ve biz yokuz orada
Tabi bunu bilmemiz caiz değil
Sırtımızdan inmeyen şiirlerle
Sarhoş edilmişiz zil zurna
...
Şüphesiz hep bu saatte yağmıştır
Nuhun gemisine yağmurlar
Niçin konuşmuyorsun bak
Öksürüyor sigara dumanında
Gümüş renkli şalı üzerine alırken atlar
Susarsan az sonra Buddha
Tırnaklarını göstermeye, oturarak
Uçurum kenarına şarkı söylemeye başlar
Bir arının ayak ölçüsünü alacakken
Tabanların çoktan yarılmıştır bence
Zaten dokunamam sana şu halde
Bizim ovada izin vermez Şafiiler dokunmaya
Mutluluğu abdestte bitiren tene
Bunu ilerde göreceğiz
Seni kıskanıyorum belki de
Nefret etmedim henüz bu çağdan
Zincir şakırtılarına beste yapmaktan
At kuyruğundaki kılları yolmaktan
Henüz nefret etmedim
Derler ki yüksek sesle konuşursak
İkiye katlanıverir kusurlar, alakası yok
Tanrı da sessizdir uyurken çocuklar
Bunda bir tuhaflık var mı
Alçak sesle konuşanları sever T a n r ı
Yüksek sesle en son güldüğümde
Tavan arasında üç gemi battı
T a h k i k u l M a l i l H i n t t e