Bu ağaç ikimizin yorgunluğundan
Beslenip yakıyor cılız ışıklarını
Dallarına dokunan tüm kuşlar ölü -Şimdi gidip türkü mırıldanan otları okşasam
Boynunu büker telgraf direkleri-
Ben bu ıssız kalabalıklara yazgılıyım
Gözlerimi yumuyorum bir uçak sendelese
Bıçaklarımı sana biliyorum, kılıçlarım zangır zangır
Çürümüş üzüm salkımları kadar cansız
Konuşamayan çocuklarımla sevgiliyim
Bir yangın çıkarsam ormanda kuşlar havalanıyor
Ellerimi siyaha boyasam sen çarmıha gerilir
Yokum dünya döndükçe bu gecede
Kim sulamaya çıkmış zehirli çiçeklerimi?
Baygınım, başını okşadığım yılanların öfkesiyle
Her gece cesetlerimle birlik susuyorum
Kendime küçük piramitler dikmeye gidiyorum
Deniz ne bilsin kabuğundaki yaranın tadını!
Okşuyorum bedenimi, ki dört yanım tuzlu sular
Evlat ediniyorum bırakıldığım dağı