"yürüdüm / yeniden beyaza taşınmış kağıt yaprağı için"
(*)
DURUŞ
Beyaza dek genişledi
çiğ toprak parçası
üzerinde kaydığım
soğuktan parıldar gibi
sarsılan gün içinde.
Kömür dediğimde
Kış
demek istiyorum
demek istediği buydu
bu apansız parlamayla
öksürük
ezikler
her şey bir yara gibi açılmış
kımıltısız duruş
ellerden doğan nesneler
açılıyor
havanın ucunda
sızlayan.
Dökülen
bir yük arabası tarafından
mavi hava
alnımın
her yerde bulduğu
toprak
ya da toprağın alnı
Uzaktan altın sarısı
soğuk
bir odada
ışık bir kıvrım
görüyorum onu
yokolmaksızın
neredeyse tekerlek altında
dutağacı gibi
yolun beyazlattığı.
Çeviren : Levent Yılmaz (**)
͠ ͠ ͠
͠
HAVA
Gecenin ortasında bir güneş gibi ateş alan bir kapı
gördüm.
Toprağın kendisi namlusu olmadan toprağın
çıkamam ben odadan.
Işık çarşaflara ulaşıyor, yanmış ak kumaş. Sağır,
kör duvar. Bu dilsiz ateşin üstünde moloz yığını,
gün batımının büyük su fincanı. Sessizce göğü pa-
ralıyor kor, bir rendeci gibi. Çığlığın, sesi olma-
dığını söylemek gerek. Her şey susuyor dışarıda,
başın içinde, yerde ve taşlarda.
İlk lâmbanın ekşi ışığı.
Al saban demiri. Issız ateş, buz tutmuş ışık, sessiz
ısı. Dolunyünde yürüyoruz, sağır bir dalgada.
Toprak çıtırdamadan önce, sineksiz olduğu zaman,
ısısız.
-
1951 -
Çeviren : Enis Batur (**)
͠ ͠ ͠
͠
DÜZLEŞTİRME
Çiyin anısını koruyorum bulunmadığım bu
yol üzerinde
yeniden bağlayan
rüzgarın umutsuzluğunda.
Bu gök, esintisinin
sonunun açığa vurduğu toz halindeki yerde.
Alanda,
uyumuşken bile, bulduğum
önümde, dün soluk aldım.
Yer tarafından karşılanmış, görebildiğim
yolun alanı gibi.
uzun süre kalıyorum günün ortasında.
Çeviren :
Ahmet Soysal (****)
͠ ͠ ͠
͠
ESİNTİDEN UZAKTA
Çarpmış olarak, tanımadan, havaya, biliyorum,
şimdi, güne doğru inmeyi.
Bir ses gibi, tam da dudaklarında,
parıltıyı kurutacak.
Kıskaçları bu alanın,
bizim için kayıp,
ama buraya dek.
Ağzımıza varmayan bu araziye ulaşıyorum,
çiye sarılan araziye.
Üzerinde yürüdüğüm yer değiştirmiyor,
alan büyüyor.
Çeviren :
Ahmet Soysal (****)
͠ ͠ ͠
͠
GÜN DURUMU
Madem rüzgârın altında,
durduk, orda ki, güneşten sonra, onu beklemiyordun,
aştım, yazın, parçalanmış bir kütle gibi,
dağı,
bağladım iki
güneşi.
sıcaklık birazdan.
Bu
yakındır
değil mi ki
benim içimde
olan ve esen töz
aynı-
dır
uzaklardaki başkasıyla
(Ici en deux / İki Baliyle Burası)
Çeviren :
Ahmet Soysal (****)
39
André
du
Bouchet
(1924-2001)
André du Bouchet, 7 Mart 1924 yılında Paris'te dünyaya geldi; çocukluğunu
ve ilk gençlik yıllarını Fransa'da geçirdi. 1940 yılında ailesiyle
birlikte Birleşik Devletler'e göç etti. Amherst College ve Harvard'da
öğrenim gördü ve bir dönem öğretmenlik yaptı. 1948'de Fransa'ya döndü.
İlk yapıtı Beyaz Motor 1956 yılında yayımlandı. Daha sonra
sırasıyla Boş Sıcaklıkta, Ya da Güneş, İki Olarak
Burası adlı eserlerini verdi. Şiir ve resimle ilgili yazılarını
Tutarsızlık (1979), Peinture (1983) adlı
yapıtlarında topladı. Shakespeare, Hölderlin, Paul Celan ve
Mandelstam'dan çeviriler yaptı. Bouchet'nin "Fransız
şiirinde Baudelarie, Mallarmé, Reverdy, Ponge ve Char çizgisinde yer
aldığı söylenebilir. Kar, dağ, sel, dere... belki de bir tek deyişle,
açık hava şiiridir Bouchet'ninki. Hava, ateş, gün... sözcükleri
onun şiirinde geniş yer tutar. Bu şiir bir yürüyüşün ve bakışın kesikli
somutluğunda oluşan şiirlerden meydana gelmiştir. Bu seyrelmiş şiirde,
sözcük, varlığın fışkırması gücüne erişir. Hiçbir söyleme, bütünsel
anlatıya dönüştürülmez bu parçalı söz. Alışılmamış bir okuma
gerektirir." - A.
Sosyal -
___________
Özgeçmiş bilgisi
çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
Şiirler Kaynakçası : (*) Çeviren : Ahmet Soysal
/ BAŞYAPITLAR, André du Bouchet / İmge Kitap / Ekim 1997
(**)
FRANSIZ ŞİİR ANTOLOJİSİ / Ahmet Necdet
/ Adam Yayınları / Şubat 1997 (***) Çeşitli kaynaklardan
derlenmiştir.