ÖYKÜ

Sena Özay  







SAFİR


Gri ıslak, yaşanmış milyonlarca anı bünyesinde hapseden, beni zehirleyen kaldırıma yığılmıştım. Dizlerimin üstünde hak verdim yıllar öncesinde fısıltı olup şimdi çığlıklarla kulaklarımı sağır eden seslere. Hak ettiğimin bir pes ediş olduğuna inanan yeminlere, sevginin, sahiplenişin zerresine değmeyeceğimi söyleyen herkese çevirdiğim kafamı yere eğdim. Yalnızlığım etinde ötesinde bir yakarıştı, haklıydı tüm o uzaktakiler, geçmişim.

Bir zamanlar notalara hayat veren ellerime baktım bir piyanonun, gitarın üstünde unutulduğu zamanları başarılı sayıldığım ve alkışlara layık olduğum, kendime katlanabildiğim zamanları hatırladım. Ellerim artık yetişemiyor hiç kimseye ve düzeltmiyor hiçbir yanlışı. Saygıyı ve hayranlığı unuttular hiç yaşanmamış gibi. Dün gibi, geçmiş gibi, hiç olmamış gibi. Dizlerimde ezikler var yeşilden mora renk geçişleri öyle güzel ki acısına inat. Vücudumun her yerinde darbe izleri var. Alnım ter içinde ama üşüyorum. Cebimde bir mendil olsa yahut bir dal sigara kanlı olurdu. Ben doğuştan bir eksiğim. Benimle ilgili hayalleri olan kadını, annemi düşünüyorum. Çıkmaz bir yola girerken kendinden çok sana inanan insan gelir aklına kendini sevebilmen için sana gönderilen tek şans ve senin onu defalarca yerle bir edişin. 'Safir' diye seslenişi geliyor kulağıma. Bana rağmen gururlu hâlâ sevgi var rüzgâra karışan cesur tonunda. Herkes gibi olamayacağımı ve bir gün işte tam da bugün bu çöplüğün yanında ağlayamayacak kadar yok olacağımı bilerek beni seven tek kadın. Ölüyorum. Sayısız hapın içimde ilerlediğini hissediyorum. Midem ilk defa şiş. Bir adım atsam kusarım ve hiçbir şey yokmuş gibi bir hiç gibi hissederek hayatta kalırım belki ama durmalıyım. Ayakta kalmak, ilerlemek, iyiymiş gibi, yaşıyormuş gibi yapmaktan çok yoruldum. Herkese söylediğim yalanlara inanacak yüzüm yok. Terk edemediğim bu şehre, sakinlerine, anılarıma ihanet etmiyorum. Bir beşik gibi şu gri beton ve bir ninni gibi rüzgâr tenimde izinsiz, ritimle geziyor. Gece davetkâr bir şekilde beni içine çekiyor. Büyük bir adam olamadım belki ama kötü bir adam da olmadım. Kulaklarımda bir şarkı yankılanıyor sadece tüm dünyaya sağırlaşıyorum tüm gerçeklere ve yalanlara. Gözlerimi kapatıyorum."It Takes A Lot To Know A Man." Kuru dudaklarım ıslanıyor. Ağlıyorum. İçimi kaplayan huzurla ısınıyorum.


dizin    üst    geri    ileri  

 



 14 

 SÜJE  /  Sena Özay  /  yirmi yedi mart iki bin on sekiz  / 27