Gri ıslak, yaşanmış milyonlarca anı bünyesinde hapseden, beni zehirleyen
kaldırıma yığılmıştım. Dizlerimin üstünde hak verdim yıllar öncesinde
fısıltı olup şimdi çığlıklarla kulaklarımı sağır eden seslere. Hak
ettiğimin bir pes ediş olduğuna inanan yeminlere, sevginin, sahiplenişin
zerresine değmeyeceğimi söyleyen herkese çevirdiğim kafamı yere eğdim.
Yalnızlığım etinde ötesinde bir yakarıştı, haklıydı tüm o uzaktakiler,
geçmişim.
Bir zamanlar notalara hayat veren ellerime baktım bir piyanonun, gitarın
üstünde unutulduğu zamanları başarılı sayıldığım ve alkışlara layık
olduğum, kendime katlanabildiğim zamanları hatırladım. Ellerim artık
yetişemiyor hiç kimseye ve düzeltmiyor hiçbir yanlışı. Saygıyı ve
hayranlığı unuttular hiç yaşanmamış gibi. Dün gibi, geçmiş gibi, hiç
olmamış gibi. Dizlerimde ezikler var yeşilden mora renk geçişleri öyle
güzel ki acısına inat. Vücudumun her yerinde darbe izleri var. Alnım ter
içinde ama üşüyorum. Cebimde bir mendil olsa yahut bir dal sigara kanlı
olurdu. Ben doğuştan bir eksiğim. Benimle ilgili hayalleri olan kadını,
annemi düşünüyorum. Çıkmaz bir yola girerken kendinden çok sana inanan
insan gelir aklına kendini sevebilmen için sana gönderilen tek şans ve
senin onu defalarca yerle bir edişin. 'Safir' diye seslenişi geliyor
kulağıma. Bana rağmen gururlu hâlâ sevgi var rüzgâra karışan cesur
tonunda. Herkes gibi olamayacağımı ve bir gün işte tam da bugün bu
çöplüğün yanında ağlayamayacak kadar yok olacağımı bilerek beni seven tek
kadın. Ölüyorum. Sayısız hapın içimde ilerlediğini hissediyorum. Midem
ilk defa şiş. Bir adım atsam kusarım ve hiçbir şey yokmuş gibi bir hiç
gibi hissederek hayatta kalırım belki ama durmalıyım. Ayakta kalmak,
ilerlemek, iyiymiş gibi, yaşıyormuş gibi yapmaktan çok yoruldum. Herkese
söylediğim yalanlara inanacak yüzüm yok. Terk edemediğim bu şehre,
sakinlerine, anılarıma ihanet etmiyorum. Bir beşik gibi şu gri beton ve
bir ninni gibi rüzgâr tenimde izinsiz, ritimle geziyor. Gece davetkâr bir
şekilde beni içine çekiyor. Büyük bir adam olamadım belki ama kötü bir
adam da olmadım. Kulaklarımda bir şarkı yankılanıyor sadece tüm dünyaya
sağırlaşıyorum tüm gerçeklere ve yalanlara. Gözlerimi kapatıyorum."It
Takes A Lot To Know A Man." Kuru dudaklarım ıslanıyor. Ağlıyorum. İçimi
kaplayan huzurla ısınıyorum.