ŞİİR

Josef Kılçıksız   







beyaz gömlekte vişne lekesi


zifiri suskunluklar sürüldü önünüze
yıllarca biriktirdiğiniz cümleler
hecelere ufalanıp gitti...
gözyaşlarınızın duvarlarına çarptı
ve bin parça sıkıntıya sığındı harfleri
ama ağlarken duyulmadı sesiniz...
ne çok zamansızlık var şu suskuda, değil mi...

uçmak istediniz varlık kafesinizden
ama uçamadınız bir türlü
bir başka güne ertelendi uçuşlar
kalbin yanlışları fiziğin doğrularına galebe çaldı
dibe vurdu kanatlarınız
havada asılı bir kırlangıç olarak kaldınız
aşk yerçekimidir zira...

söyleyin
doğru mu uçamayınca öldüğü kırlangıçların...
kaç yıldız var gökyüzünün karanlık perdesinde
siz gidince
bir yıldız kayar mı kimsenin bilmediği...
söyleyin dağlar geçit vermez mi karlar yağınca
ses üşür mü o zaman...

size bir sır vereyim mi
sevgili gidince
kabuklarını sıyıra sıyıra ulaşır içinize idrak
özenle biriktirdiğiniz her şey uzaklaşır içinizden
gölgeler kaybolur aynaların dökülen sırlarında
bir ana sığar asırlar
şarkılar zıvanadan çıkarır sizi
başınızı belaya sokar
polisiye bir vaka olur
bütün suçları üstlenirsiniz...
gemilerin denizin üstüne beyaz köpüklü kahkahalar çizdiği
en gidilmez limanlara ertelenir vuslat ve
yan yatmış enkazlarla dolar deniz...

hayatın en zor sorularına en dirençli yanıtları verdiniz
bin yıllık ipeksi örtüyü çıkarmadınız ruhunuzdan
mahzun ve güzel bir gerçeğin arkasında durdunuz hep
aşk büyüktü sizin için ve ne dese o olurdu...
bu yüzden size teşekkür ederim
siz bir yakamozdunuz
dünyamın gittikçe kararan portresinde
beyaz gömleğimde bir vişne lekesiydiniz
çıkarmak istemediğim...


Fransa, 8 Ekim 2016, yalnızlığın başkentinde...


dizin    üst    geri    ileri  

 



 22 

 SÜJE  /  Josef Kılçıksız  /  yirmi üç kasım iki bin on altı   / 19