ŞİİR

Betül Aydın   







kuş yuvası seniha


bizi pencereden evine alan bir kadın vardı
evi sadece penceredendi,
onun adı seniha idi.
seniha bizi hiç yalnız bırakmadı,
iki kuştuk
iki konuşmayan muhabbet kuşu,
muhabbetin sessizlik olmadan yapılamayacağını
bize doğrulayan seniha'ydı,
bir dişi bir erkektik.
kuştuk,
uçtuk birbirimize düştük.
benim adım deniz idi
onun adı reşit idi.
reşit'in tüyleri daha yumuşaktı, inceydi
kadife elleriyle severdi bizi seniha
benim tüylerim sıktı, kabarıktı
evin içinde hem huzur hem hüzün
loş ve sisli bir hava vardı
fesleğen kokardı akşamları
seniha koltuğuna oturur
bir omzuna beni kondurur
bir dizine reşit'i alır
günü masal anlatmakla geçirirdi
bir masalda iki kuştan bahsetti
uçup gitmişler dedi
aradıkları kadını bulamamışlar
üstüne gökyüzünden kovulmuşlar dedi
gözlerimiz doldu
seniha sustu
üşümeye başlamıştık
bir pencereye konduk

pencereme iki kuş kondu
akşam vaktiydi
soğuk hava duvar çatlaklarından içeri sızıyordu
camı kaldırdım içeri girdi kuşlar
birine deniz dedim döndü baktı öttü
öbürüne reşit dedim uçup omzuma kondu
ben de seniha dedim
ötüştüler
avuçlarıma aldım ikisini de
anne kucağı gibi hissettim ellerimi
uykuya daldılar

uyanır uyanmaz gözlerim reşit'i aradı
pencereden bakıyordu
seniha ise divana uzanmıştı güzel bir rüya gibi..

bu evde bir kuş sesi oldum ben reşit
seniha'ya kuş tüyü oldum
deniz seniha'nın yeşil kızı oldu
hüzünden huzura aktık durduk
günler böyle geçti

yağmur yağıyordu pencerede bir perde gibi dışarıyı izliyordum
ben seniha çok yalnızım
epey ıslandık bu büyük şehirde
bir korunak bulamadık
bizi bekleyen var mıydı
reşit ve ben deniz çok yalnızdık
yerimiz yurdumuz sarılan kanatlarımızdı

o kadını -seniha-yı bulamıyoruz işte
 


dizin    üst    geri    ileri  


 



 15 

 SÜJE  /  Betül Aydın  /  yirmi beş kasım iki bin on beş     13