" ve açar / iyileşmiş kalplerde yeniden / şarkılardan bir bahar "  (1)




SİLEZYALI DOKUMACILAR

Gözler kupkuru, yaş yok gözlerde bir damla.
Oturmuşlar tezgâhları başına, diş bilerler.
Dokuruz kefenini senin, hey Almanya, Almanya,
dokuruz sana bir yuf, bir yuf daha, bir yuf daha,
dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha!

Yuf o tanrıya, tapındığımız tanrıya,
soğuk kış gecelerinde biz, aç çıplak
yalvardık yakardık, umutlandık, bekledik boşuna,
komadı bizi insan yerine, aldattı bizi, alay etti acımızla.
Dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha!

Yuf o krala, zenginlerin adamına,
halkın yoksulluğuna hiç aldırmayan o krala,
bir de soyar bizi varana dek son kuruşumuza,
kurşunlatır köpekler gibi sokak ortasında bizi.
Dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha!

Yuf o anayurda, bağrımıza bastığımız anayurda,
yalnız alçaklığın, utancın çiçeği yetişir üzerinde,
ve çiçekler soluverir, çiçekler açar açmaz, anide,
solucanlar büyür ve kurtlar, kokuşmuşluğun kucağında.
Dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha!

Dokuruz ha dokuruz, senin sonunu dokuruz, gece gündüz,
inleyen tezgâhlarda mekiklerimiz savrula savrula,
sana kefen dokuruz, ey koca almanya, sana kefen dokuruz,
dokuruz sana bir yuf, bir yuf daha, bir yuf daha,
dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha!

Çevirenler: A. Kadir, Selâhattin Yıldırım (*)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


TEK YOL

Göze aldıysan yiğitliği,
aman ne iyi, ne iyi!
Bu yeter mi ama, düşün bir kez,
iblis her şeye atmış elini.

Düşman savaşmaz, inan bana,
aydınlık için, doğruluk için,
bekler tepeden tırnağa silâhlı,
en ağırı silâhların, onda.

Silâhlan sen de, geç yerine,
titremesin elin, iyi al nişanı,
ulaştırmaya bak kurşunu hedefe.

Sonra, gel keyfim gel,
tüttür cıgaranı.

Çevirenler: A. Kadir, Selâhattin Yıldırım (*)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


SÖZ

Sendeler durur özgürlük kerhanelerde,
yalınayak, tükürükler içinde, sersem.
Haydi sevin! Bir gün ayakkabıların olacak,
belki de (olur a) çorapların falan.

Belli olmaz, özgürlük, giyersin bir gün
sıcacık kulaklıklı bir kalpak;
ne acı rüzgârlar o zaman
ne esen yollar umurunda olacak.

Belki daha da ilgi gösterir insanlar sana,
yedirir içirirler, yaparlar ev bark sahibi;
bakarsın severler seni gereğinden bile çok,
sakın ha, sana tam değerini verirler sanma.

Sen gene de şunu kafana iyicene sok:
Dinlemek zorundasın efendilerini, baş eğmelisin onlara,
tut dilini, özgürlük, ve diz çök,
bağlanırsa böyle bağlanır geleceğin sağlama.


Çevirenler: A. Kadir, Selâhattin Yıldırım (*)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


LORELEI   ('Şarkılar Kitabı'ndan)

Bilmem ki ne mâna vermeli?
Beni böyle mahzun eden
Eski efsanelerden biri,
Çıkmaz oldu düşüncemden.

Hava serin, kararmak üzeredir;
Ren nehri akmakta sakin sakin;
Parıldayan dağın zirvesidir
Işığında akşam güneşinin.

Dilber peri kızı çıkmış oturmuş
Tepeye, üstünde bütün ziyneti, güzelliği;
Altın başına ışıklar düşmüş;
Tarıyor altın örgülerini.

Bir yandan altın tarakla taranırken
Bir yandan da şarkı söylüyor
Şarkının cana can katan, alıp götüren
Bir ahengi var ki dayanılmıyor.

Kayıkçı, içinde küçük bir kayığın;
Amansız bir acı sarmış içini;
Farkında değil yaklaşan kayalıkların
Tepeden ayıramıyor gözlerini.

Derler ki gömülür dalgalara
Sonunda kayıkçı da tekne de
Ve bunu şarkılarıyla
Lorelei yaptı gene.

Çevirenler: Dora Güney, Necati Cumalı (**)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


BEKLE DE GÖR

Ne sanırsınız beni, bir nesne mi,
yalnız şimşekler çaktıkça aydınlanan?
Kardeşler, hiç mi tanımazsınız beni,
inanın, gürlemesini de bilirim ben.

Yenilince anlarsın yanıldığını,
çıkar sesin daha cesur, daha gür,
şaşakalırsın, gözlerin görür,
kulakların duyar o korkunç günü,
fırtınalı alevi, gürleyen sözcüğü.

Meşe ağaçları kökünden sökülür,
sözcükler olur parça parça.
Bu korkunç günde, taç taht ne varsa,
duvarları bile sarsılır sarayların zangır zangır,
konaklar dümdüz, kuleler yerle bir olur.

Çevirenler: A. Kadir, Selâhattin Yıldırım (*)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


KESİNLİKLE

İlk yaz geldiğinde, güneş ışınlar saçtığında,
açar tüm çiçekler, sallanır rüzgârda.
Aydede başladığında aydınlık yolculuğuna,
gider yıldızlar ardından, bütün gece, yüz yüze.
Deli gönül daldığında dupduru iki göze
bir şeyler kımıldar içinde kımıl kımıl,
türküler solur içli içli deli gönül.
Açan çiçek, yüzen yıldız, içli türkü,
ve güneşin ışınları ve aydede ve dupduru iki göz
insanı ne kadar sevindirse, eğlese,
insanın yaşamasına bir bunlar yetmez.

Çevirenler: A. Kadir, Selâhattin Yıldırım (*)





Heinrich Heine (*)

1797 yılında Düsselldorf'ta doğdu. Yoksul bir yahudi ailesinin çocuğudur. Hamburg'ta yaşayan amcasının yardımıyla hukuk öğrenimi yaptı. Bon'da iken (1819-1820) öğrencisi olduğu Profesör Schegel'in etkisiyle romantizme yakınlık duydu. Berlin'de (1821) Hegel'in etkisinde kaldı. 1823'te Hamburg'a geldi. 1825 yılında da Göttingen'e dönüp hukuk doktoru oldu. 1826 yılında çağına göre ilerici yazılar yazdı. Bu yazıları ve Alman iktidarının haksız yönetime karşı tutumu nedeniyle Almanya'da barındırılmadı ve 1830 yılında Fransa'ya gitmek zorunda kaldı. Fransa'da edebiyat çevrelerince ilgi ve sevgi gördü. Fransız aydınlarıyla Alman aydınlarını yakınlaştırmaya çalıştı. Fransız sanat hayatına karıştı. 1840 ve 1848 yılları arasında çağının en ilerici düşüncesi yanında tam yerini aldı. Bu dönemde devrimci aydınların çoğuyla ilişki kurdu, hattâ arkadaşlık yaptı. Bunlardan Karl Marx'ın etkisiyle şiirler bile yazdı ve bu şiirleri 1844'te Yeni Şiirler adıyla bir kitapta yayımladı. 1848'de belkemiği parazitine yakalandı. Bu amansız hastalık onu sekiz yıl yatakta tuttu. Sonunda kurtulamayarak 1856 yılında Paris'te öldü. Heine, on dokuzuncu yüzyıl Alman şiirinin önde gelenlerindendir, aynı zamanda insanlığın kurtuluşu savaşımının en parlak ve etkin neferlerinden biridir. Engels, "ne hükümetin ne de liberallerin göremediklerini daha 1833'te görebilmiş hiç değilse bir kişi vardı, o da Heine idi" der. Nazi Almanyasında ilk yakılan kitaplar Heine'nin kitaplarıdır.

Şiirleri ve Hayatı Hakkında Kaynakça

(*)   Halk ve Demokrasi Şiirleri - 2 / Hazırlayan: A. Kadir  /  1979
(**)  Dünya Şiir Antolojisi - 1 / Hazırlayanlar: A. Behramoğlu - Ö. İnce / Pozitif Yayınları, Mart 2013
(1)  'Şarkılar Kitabı'ndan, Çeviri: Behçet Necatigil


Bilgilendirme : 'Nitelik Kuşağı' sayfasındaki alıntılar, tanıtım amaçlı ve kaynak gösterilerek kullanılmış olup, ürünlerin tüm kullanım hakları © yasal temsilcilerine aittir.



içindekiler    üst    geri    KAPAK   




 53