ŞİİR

Berivan Kaya  







Konuşmalar - II

Gövdeden Sevgiliye...


milenyuma baharlarımız kala, serpildim
bulandım ki ekmeğe
açlık günüm sınav günüm kan günüm

nasıl mı tomurcukta ışık gördüydüm
çocuk ıslıklarıydı bunlar, ateş tutayım diye,
geceye varıp da döndüydüm

ben seni nehirlerden çağırırdım
az büyüdüğümde neşenin her bitiminde

ilkin güneş yongası, dal düğümlenişi, kaskatı uyandım
erkenci ve biçimli öyleydin
korsan yürüyüşlerime, belimin inceliğine
çorbacıdan çorbacıya ılık çözülüşlerime...

ben seni sevmelerden çağırırdım
incelmiş bileklerimle çok ince...
bütün bu kıtlığın ömrünce
içime biriktiren karınca, sana dedim:

fırsat ver!
ben bu tamlığı yenerim!

yok ama virüsünü arayan aşk gibi değil, ölümcül değil
ısıtarak avuçlarımızı kediyi sevmelerden çay içmelerden
seni devrimlerden çağırmışım gibi...

sonra dereler, meydan, dereler; hızlanan yağmurlara güzümüz kala

biz, iki damladan bir girdap ağzı
iki olmuşuz iki bozuşmuşuz
derinlik aktarıp kudurmuşuz...



içindekiler    üst    geri   
ileri   




  6