" yirmi dört yaşındayım  /  öldürülmeye götürüldüm ve yaşadım "




HAYATIN ORTASINDA 

Dünyanın sonu geldikten sonra
öldükten sonra
hayatın ortasında buldum kendimi
kendimi yarattım
insanlarla hayvanlarla manzaralarla
hayatı kurdum

işte masa diyordum
işte masa
masanın üstünde ekmek var bıçak var
bıçak ekmeği kesmeye yarar
insanlar ekmekle karınlarını doyururlar

insan insanı sevmeli
bunu öğreniyordum gece gündüz
insan neyi sevmeli
insanı diye yanıtlıyordum
işte pencere diyordum

İşte pencere
pencerenin ötesinde bahçe var
bahçede bir elma ağacı görüyorum
çiçek açıyor elma ağacı
çiçekler yere düşüyor
meyveler beliriyor
olgunlaşınca babam bir elma koparıyor
o elma koparan adam
benim babam

evin eşiğinde oturuyordum

boynunda ipiyle bir keçi çekip
götüren şu yaşlı kadın
dünyanın yedi harikasından

bence daha gerekli
daha değerli
kim onun daha değerli
olduğunu düşünmüyorsa
bence soykırımından suçlu

bu bir adam
bu bir ağaç bu da ekmek
insanlar yemek yiyorlar yaşamak için
deyip duruyordum kendi kendime
insan hayatı önemli
büyük önemi var insan hayatının
hayatın değeri
çok daha fazla
insan elinden çıkan şeylerin
hepsinin değerinden
insan büyük bir hazine
deyip duruyordum inatla kendi kendime
bu sudur diyordum
dalgaları okşuyordum ellerimle
ve nehirle konuşuyordum
su diyordum
iyi su
bu, benim

suya konuşuyordu insan
aya konuşuyordu
çiçeklere yağmura
toprağa konuşuyordu
kuşlara
göğe

gök susuyordu
toprak susuyordu
duyduğu bir ses varsa

topraktan sudan gökten
akıp gelen
bir başka insanın sesiydi bu

Çeviren : Cevat Çapan   (1)


 

 ͠    ͠    ͠    ͠




KİM ŞAİRDİR  

şair dizeler yazan biridir
ve dizeler yazmayan biri

zincirleri kıran biridir şair
ve kendini zincire vuran biri

inanan biridir şair -
ve bir türlü inanamayan biri

yalan söylemiş biridir şair
ve kendisine yalanlar söylenmiş biri

düşmeye yatkın biridir şair
ve ayağa kalkabilen biri

çekip gitmeye çalışan biridir şair
ve bir türlü gidemeyen biri

Çeviren : Cevat Çapan  (1)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



ELMA  

Bana bir elma ver
dedi koca
ve elini uzattı

toprak bir kâseden
süt yudumluyordu bir yılan
evcil iyi huylu bir yılan
kara derisinde kavuniçi çizgiler
çakan
beşikte küçük bir adam
büyük parmağını emiyordu
'venüs çarığı' dedikleri çiçekten
daha büyük.

Bir örümcek akreple yelkovanını
bağladı duvardaki saatin
mutlu kişilere
sonsuzluğun tiktakını duyuran

ve incecik iplik kopunca
karısı kocasına verdi
kırmızı elmayı
ve sessizce eşiğinde oturdu
aile yuvasının

Çeviren : Cevat Çapan  (1)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



DUVAR   

Yüzünü duvara çevirdi

gene de seviyor beni
öyleyse neden uzaklaştı benden
sanki başının öyle bir hareketiyle
serçelerin cıvıldadığı
ve gençlerin cafcaflı kravatlarıyla
gezip dolaştıkları
dünyadan uzaklaşabilirmiş gibi

o şimdi yapayalnız
ölü duvarla yüz yüze
ve öyle kalacak orada

öyle kalacak gitgide büyüyen
duvarın yanıbaşında
kıvrılıp küçülmüş
sıkılı yumruklarla

bense oturuyorum
ayaklarım taş kesilmiş
kucaklayıp uzaklaştıramıyorum onu
kaldıramıyorum
o daha hafifken bir iç çekişten

Çeviren : Cevat Çapan  (1)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠



ŞU AĞAÇ   


Bir ortaçağ gizinden çıkmış
ağaçtan İsa
sürükleniyordu dört ayak

her yanı kan ve yonga

boynunda dikenli tasma iyice çökmüş belkemiği
sopa yemiş gerçek bir köpek

tıpkı şu susamış ağaç

Çeviren : Özdemir İnce   (2)

 

 ͠    ͠    ͠    ͠




BAĞIRIYORDUM GECEDE   


Bağırıyordum gecede

Ölüler vardı
gözlerimde
gülen sessizce

bir karanlık bıçak
gömülüyordu gövdeme
soğuk ve yaşamasız

deşiyordu karnımı

Çeviren : Özdemir İnce   (2)


 

 ͠    ͠    ͠    ͠



KESİN İZLENİMLERİME GÖRE  

I.

İşte kiralık ev, kırmızı kiremitli
Üçüncü kattan bir adam düştü
Taşlarında yatıyor kaldırımların
Gazeteyle örtülü yüzü.

Diyorlar
Pencereden attı sevdiği kadın
Diyorlar
Kadını itmekmiş niyeti bu adamın.

İki genç
Bir güzel eğleniyorlar
Saçları harika biçimde dalgalı
Pilot sanıp kendini
Denemiş olacak uçmayı.

İnsanlar duruyorlar başı üstünde
ölümün
Sarı pabuçlarının hemen ucunda
Kirli
Bir fötr şapka.

Diyorlar
Çocuğu varmış
Erkek değil, orospu ama
Ne bozar başka aile düzenini
Keserle doğramışçasına.

Üçüncü katta iki pencere
Kıyısında çakılı bir ince tahta
Karınca kararınca yaşadılar orada
Et, pörsümüş
Yatıyor şimdi sokak kaldırımında
Kâğıtlara bürünmüş.

Ey ozan ne gelir ki elinden artık
Penceresinden düşmüşse adam
Bunaltı veren evin
Bir gün bugün her günkü gibi
Akşamüstü
Aylardan temmuz, yıl 1952.

Çeviren : Oben Güney   (2)


 

 ͠    ͠    ͠    ͠




BİR İSTEK  

Şimdi apaydınlık konuşmak isterdim
çocuklar koşsunlar diye bana
bir bahçeye koşar gibi
güneşin doldurduğu aydınlık bir parka

Şimdi
konuşmak isterdim sımsıcak
yalın mı yalın
gerekli hissetsinler diye
kendilerini yaşlılar

Şimdi
konuşmak isterdim
ulaşsın diye sözlerim
gözyaşlarından gülüşe kadar

Yumuşacık konuşmak isterdim
dinlensin diye benimle insanlar
ağlasınlar gülsünler diye
sussunlar şarkı söylesinler

Öylesine sert katı konuşmak isterdim
öylesine acımasız öfkeli
yitik düşlerini bulsun diye insanlar
omuzlarında açılan kanatları bir zamanlar

Ve hiç mi hiç konuşmak istemezdim
ama sözlerimle bir şeyler yapmak
el ele versin diye bütün
bütün insanlar

Çeviren : Özdemir İnce   (2)

 


 

Tadeusz Różewicz

9 Ekim 1921'de Polonya'nın Radomsko şehrinde doğdu. Şiir, roman, kısa öykü ve oyun türlerinde eserler verdi. İkinci Dünya Savaşı'nın yakın tanıklarından oldu ve savaşın acılarını birebir yaşadı. Yazılarında yalın ve metaforik bir dil kullanarak, modern toplumun doğal ahlaki meselelerine ilişkin endişeleri üzerine eğildi. Şiirleri, evrensel olanın ötesine geçen değerlere sahiptir; tıpkı Paul Eluard, Paul Celan, René Char'ın şiirlerinde ve Wolfgang Borchert'in 'şiir-öykü'lerinde olduğu gibi... Bir şiirinde, "Bana görmeyi, duymayı, nesnelerin ve kavramların adlarını / aydınlıkla karanlığı ayırt etmeyi yeniden öğretecek bir usta arıyorum. / Yirmi dört yaşındayım / öldürülmeye götürüldüm ve yaşadım." diye sesleniyor(du). Şiirleri hemen hemen tüm dillere çevrildi. 24 Nisan 2014'te, ardında çok sayıda eser bırakarak, yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği Wroclaw'da öldü.
 



Kaynakça :

 
(1) Şiir Çevir Denize At / Şiir Atlası'ndan Bir Seçki / Cevat Çapan / Cumhuriyet Kitapları
(2) Dünya Şiir Antolojisi - 2 / Hazırlayanlar  : A. Behramoğlu - Ö. İnce /  Pozitif Yayınları



Bilgilendirme : 'Nitelik Kuşağı' sayfasındaki alıntılar, tanıtım amaçlı ve kaynak gösterilerek kullanılmış olup, ürünlerin tüm kullanım hakları © yasal temsilcilerine aittir.



dizin    üst    geri     

 



 39 

 SÜJE  /  otuz altıncı sayı