|
|
|
Baştan Aşağı
Güzellik İçinde
[ her şey iç içedir dilde
]
/ birinci kırılma
Taşınan suya
renk katıyor
şarkı. Ayakların
suya düşmüş ay
göğsünde gecenin. Erkenci bir yaprak
sürüklene dursun
rüzgârda; güzellik uykusunda kök
ağır toprakta. Yolcu etti ömrünü
tenha yollarına senin
kalabalıklardan kovulan
ne çok şair. Artık sana kalmış
gelip gelmemek. Artık
sana kalmış
yeni bir ömür biçmek
üç günlük
ağaç perisi kelebeğine.
/ ikinci kırılma
Düş kabarıyor. Düş kabarıyor. İçimde
tan vakti. Belki yarın
kalkıp gideceğim ölüme. Gök
gürüldeyecek
bir senfonik vedayla. Belki yarın
durup
bekleyeceğim seni. Bir uzun
şiir edasıyla
kapıda. Ağzında
sözcüklerin dansı. Dayandığında gün
kırlangıç saatine
çökeceksin ruhuma
bulutsu
bir inişle. Dudaklarını hak eden
bir sabaha açılacak
pencerem belki. Buluşmaya hazır
telaşlı gecikmelerin
çoook çok ertesinde.
/ üçüncü kırılma
İşte! Görüyorum ki
baştan aşağı
şiir içindesin
büsbütün
yine!
/ dördüncü kırılma
Nasıl taşınır ki
böylesi dolu bir şiir
yürekte!
Basbas bağırıyorum ortalık yerde!
- Kıskançlar ve korkaklar, duyun!
Özgürdür gök.
Yukarısı Mavi.
Haydi! Hep birlikte
insanlar.
Eşitlik Kutlamaları’nda
uçurtmadır çocuklar. Hey hey
Uçun siz de!..
- Kıskançlar ve korkaklar, duyun!
Özgürdür deniz.
Aşağısı Mavi.
Haydi! Hep birlikte
insanlar.
Eşitlik Kutlamaları’nda
fenerdir çocuklar. Hey hey
Yüzün siz de!..
- Kıskançlar ve korkaklar, duyun!
Özgürdür gece.
Her yan Mavi.
Haydi! Hep birlikte
insanlar.
Eşitlik Kutlamaları’nda
sokaktır çocuklar. Hey hey
Gelin siz de!..
/ beşinci kırılma
- Kıskançlar ve korkaklar, söyleyin!
Hangi tümceyi kapatır
son noktamız,
kendimizde?..
- Kaçınız bilebilir ki!
- Kıskançlar ve korkaklar, söyleyin!
Hangi çağı kapatır
son lafımız,
kendimizde?..
- Kaçınız bilebilir ki!
- Kıskançlar ve korkaklar, söyleyin!
Hangi çağı başlatır
son kavgamız,
kendimizde?..
- Kaçınız bilebilir ki!
/ altıncı kırılma
- Kıskançlar ve korkaklar, bilin!
Ben ki yarın
karşılayacağım onu
almak için içime. Bir uzun şarkı edasıyla
kapıda. Ağzında notaların dansı. Karşımda
çırılçıplak
gökkuşağı teniyle
hazırlayacak beni
muhteşem buluşmaya
dokunuşuyla el el,
bakışıyla göz göz.
- Ne çok bekledik biz seni oysa.
Ne çok öldü en güzel yanlarımız, yoldaşlarımız. -
/ yedinci kırılma
Güneşe
ve okyanusa tutkun
sığlıkları hiç sevmeyen
bir buzdağıyım ben, sokul bana
isteğimi anla
ve açıl hemen
mesafenin kırıldığı yere;
kopkoyu sularda yanıp sönen
nemo noktasının o kızıl büyüsüne
/ sekizinci kırılma
Âh onum benim!
Bir bakarsın
yaşam gerçeği oynar
bu kez
hiç gecikmeden,
durup bekleyen
bizden çıkarak.
Sen bakarsın. Şaşarak!
Ben bakarım. Şaşarak!
Yürür üstümüze heves.
Katar önüne bizi.
Coşarsın.
Coşarım.
Düşeriz yollara apar topar
kalkıp gideriz
peşi sıra çılgın
mavi çalkantılı huzurun
cesaretle silahlandırıp
çocukluk korkularımızı.
Kıyıcılar dikilse karşımıza
kaç yazar!
Baştan aşağı güzellik içindesin
hayatımızda.
Her yerde yaratırız seni biz
her zamanda. Tek bir söz
yeter buna : a ş k
[ aslında, çok kimsenin henüz anlamadığı,
oysa, dilinden düşürmediği herkesin
nasılsa hiç kimsenin henüz yaşamadığı
; a ş k ]
/ dokuzuncu kırılma
Baştan aşağı güzellik içindesin
hayatımızda.
Tanığız bu güzelliğe sayıca az. Görsün
diğer göz!
Gözler görsün
diğerlerini!
Görsün
evcil kör!
Kardeşlik
çağlarda kol geziyor.
Kaçınılmaz sondur
özgürlük.
İsyan!
Ta kendisidir ayaktaki İnsan!
/ onuncu kırılma
Şimdiki mutsuz var olmadır
sonrayı yaşanır kılacak olan
Devasa bir başkaldırıdır bu
kabullenilmiş sakin esirliğe.
Son Kırılmadır. Yaşamak.
Yeryüzü sil baştan yazılacak!
Mayıs, Haziran 2020
__________________
Nemo : Latince, "hiç kimse" / Nemo Noktası : Okyanusta karaya en uzak
nokta.
|
53
|