geri dön




 

█  ömer gençer 



giz perisi


geçiyordunuz,

tam tamına ayak üstü bir tenhalığın sonbaharı salınıyordu
nasıl da böylesi bir töreni terk edebildiniz tam da kutlamalar öncesi
kendinize nasıl kalakaldınız akıl almaz olan
yıpranmış bakışlarınızı taşımanıza yardımcı olamayacağım
sorularınıza doğrular uyduracağım bir süre, belki gerek kalmayacak buna da
sizin yanıtlanmamış tümcelerinizde anlamını arayan puslu sabahlarda
ve henüz aydınlanmamış gökyüzünde uçuşan martıları besleyeceğim

biliyordunuz,

hiçbir aşk sonsuz değildir, aldatır hep en son dokunduğunuz doku
ve unutulmuş aldatılmalardan kuşandığınız korkularınızı delip geçer biri bir gün
soğuktur ışığın sesi, yanar söner büyük gürültülerle
bir kez olsun yanılmış olduğumu düşündüğüm için yanılmışım demenizden de belli
sustuğunuz tümcelerinizi, adları, aşkları, dokunmaları kullanmayışınız
kullanışlı olmayan bir yaşamda yanılgılardan türettiğiniz değerleriniz
nasıl da kuşkulandırmasın doğasını uçan canlıların

duruyordunuz,

kendinizi kollamadan üstelik, sakıncasız geliyordu doğa size
hep gelebilmiştiniz kendini temizlemeye çalışan kirli bir denizin kıyısına ki
yolların hep bir yere çıkacağından emindi duruşunuz
ayaklarınızı ıslatmadan yüzünüze çarpmıştınız gelgitten elde edebildiğiniz suyu
ve yıldızların doğuşuna tanık olmuştunuz şaşırarak bir kez daha
çünkü
gözünüzü bile kırpmadan bir düşte ölüp ölüp diriliyordunuz.



ogencer@yersizyurtsuz.com 


 

  geri dön

başa dön

 

© 2009